Genel olarak hepimizin bildiği üzere “sabıka kaydı” olarak da halk arasında bilinen adli sicil kaydı, kişi hakkında kesinleşmiş ceza ve güvenlik tedbirlerinin, mahkumiyet bilgilerinin bulunduğu Adalet Bakanlığına bağlı Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğü’nce tutulan resmi kayıttır.
Kişilerin gerek Türk Mahkemeleri gerekse de yabancı ülke mahkemeleri nezdinde almış oldukları ve Türk Hukukuna göre tanınan tüm mahkumiyet kararları adli sicil kaydına kaydedilir.
Adli sicil kayıtlarının bulunduğu adli sicil arşiv kaydı, infazı tamamlanmış ve yerine getirilmiş cezalara ait kişilerin adli sicil bilgilerinin kayıtlı tutulduğu kayıttır
Adli Sicil Arşiv kayıtlarına bakılan yerlere örnek vermek gerekirse; ehliyet alırken, silah ruhsatı alınacağı sırada, siyasi parti adaylığı, muhtar adaylığı ve kamu kurumlarına iş başvurusu sırasında veya kamu görevi niteliğinde iş gören özel sektör iş başvuruları sırasında adli sicil arşiv kaydına bakılmaktadır.
Adli sicil arşiv kaydı, kişiye özel bilgiler içerdiğinden Adli Sicil Kanunu’nun 10.maddesinde sayılan; kişinin kendisi, özel yetki ile yetkilendirilmiş vekili, soruşturma veya kovuşturma kapsamında hakim ve savcı, yetkili seçim kurulları ve gerekli görülmesi halinde kamu kurum ve kuruluşları dışında verilmez.
Kesinleşmiş mahkeme kararına dayanılarak kişiler hakkında ceza ve güvenlik tedbirlerine ilişkin bilgilerin kaydedildiği otomatik işleme tabi sisteme “adli sicil” denilmektedir. “Adli sicil kaydına”, halk arasında yukarıda da belirttiğimiz üzere “sabıka kaydı” da denilmektedir.
Kişilerin işlemiş olduğu herhangi bir suç nedeniyle hükmedilen ceza veya güvenlik tedbiri yaptırımının adli sicil kaydına işlenebilmesi için söz konusu suça veya cezaya ilişkin mahkeme kararının kesinleşmesi gerekmektedir. Henüz kesinleşmeyen mahkeme kararları adli sicil kaydında yer almaz.
Kural olarak, ceza veya güvenlik tedbiri yaptırımı içeren her mahkumiyet kararı adli sicil kaydına işlenir. Fakat, mahkeme hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB) kararı vermişse, bu karar adli sicil kaydına işlenemez. HAGB kararları hukuki olarak tam bir mahkumiyet olarak kabul edilmemektedir. Bu nedenle HAGB kararları ayrı bir sisteme kaydedilmektedir. Sanık, denetim süresi olan 5 yıl içerisinde kasten yeni bir suç işlemediği veya bu tedbiri ihlal etmediği sürece davanın düşmesine karar verilir. Bu nedenle HAGB kaydı tutulduğu özel sistemden çıkarılır. Aksi halde ise dava devam eder ve mahkumiyet kararı açıklanır. Bu halde ise HAGB hükmü artık etkisiz kalacağından ve mahkumiyet kararı açıklanacağından adli sicil kaydına işlenebilmektedir. Adli Sicil Kanunu’nda daha fazla detay bulunmaktadır.
Hapis cezasına mahkumiyet kararları adli sicil kaydına işlenir. Hapis cezası nedeniyle kişi cezaevine konulduktan belli bir müddet sonra şartlı/koşullu salıverilmişse, koşullu salıverilme kararı da adli sicil kaydına işlenir. Koşullu salıverilmede denetim süresinin uzatılmasına ve koşullu salıverilme kararının geri alınmasına dair karar da adli sicil kaydına işlenir.
Kişi mahkum olduğu hapis cezasının infazını tamamlamışsa, hapis cezasının infazının tamamlandığına dair bilgi de adli sicil kaydında yer alır.
Hapis cezası ertelenmişse, cezanın ertelendiğine dair bilgi ile birlikte kişinin tabi bulunduğu denetim süresi de yer almalıdır. Ayrıca denetim süresinin yükümlülükler uygun ve iyi halli olarak geçirilmesi halinde cezanın infaz edilmiş sayılacağı hususu da adli sicil kaydına işlenir. Eğer ertelenen hapis cezası, denetim süresinin yükümlülüklerine uyulmadığı için cezanın infaz kurumunda çektirilmesine karar verilmişse bu karar da adli sicil kaydına yazılır.
Adli Para Cezası, mahkumiyet hükmü ile ilgili bilgiler de adli sicil kaydına işlenir. Adli para cezası ödenmişse ödenmek suretiyle infaz edildiği hususu, adli para cezası ödenmemişse tazyik hapsi suretiyle kısmen veya tamamen infaz edildiği hususu adli sicil kaydına işlenir.
Kısa süreli hapis cezasına seçenek yaptırıma mahkumiyet halinde buna dair karar adli sicil kaydında yer alır.
Belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılmaya dair istisnai bir hal veya mahkûmiyet hükmüyle bağlantılı olarak verilen, belli bir hak ve yetkinin kullanılmasının veya belli bir meslek veya sanatın icrasının yasaklanmasına ya da sürücü belgesinin geri alınmasına ilişkin karar da adli sicil kaydına işlenir.
Türk vatandaşı hakkında yabancı mahkemeden verilmiş ve kesinleşmiş olan mahkûmiyet kararının Türk hukuku bakımından doğurduğu hak yoksunluklarına ilişkin olarak Cumhuriyet savcısının istemi üzerine mahkemece verilen karar adli sicil kaydına işlenir.
Ceza mahkûmiyetini bütün sonuçlarıyla ortadan kaldıran şikayetten vazgeçme veya etkin pişmanlık dolayısıyla verilen karar adli sicil kaydına işlenir.
Ceza zamanaşımının dolduğunun tespitine ilişkin karar adli sicil kaydına işlenir.
Genel veya özel affa ilişkin kanun; özel affa ilişkin Cumhurbaşkanlığı kararı adli sicil kaydına işlenir.
Askerî Ceza Kanununa göre verilmiş mahkûmiyet kararlarındaki ferî cezalar adli sicil kaydına işlenir.
Disiplin suçlarına ve sırf askerî suçlara ilişkin mahkûmiyet hükümleri adli sicil kaydında yer almaz.
Disiplin veya tazyik hapsine ilişkin kararlar adli sicil kaydına kaydedilmez.
İdarî para cezasına ilişkin kararlar adli sicil kaydında yer almaz.
5352 sayılı Adli Sicil Kanunu’nun 9.maddesine göre adli sicil kaydı; cezanın veya güvenlik tedbirinin infazının tamamlanması, şikayetten vazgeçmeye veya etkin pişmanlığa bağlı olarak ceza mahkumiyetinin tüm sonuçları ile ortadan kalkması, ceza zamanaşımının dolması, genel af çıkarılması halinde Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğü tarafından silinir ve arşiv kaydına alınır. Ya da hükümlü olan kişinin ölümü halinde tüm adli sicil kayıtları tümü ile silinir. Bunun yanında ceza zamanaşımının dolması veya genel af halinde de adli sicil kaydı silinir.
Türk Vatandaşı olan hükümlülerin mahkumiyeti yabancı bir mahkeme kararına dayanmaktaysa ve bu mahkumiyet kararı aynı zamanda Türk Hukuku bakımından da hak yoksunlukları doğurmaktaysa Cumhuriyet Savcısının istemi üzerine mahkemece verilen karar adli sicile kaydedilmişse, mahkumiyet hükmünün kesinleştiği tarihten itibaren mahkumiyet kararında belirtilen sürenin geçmesiyle Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğü tarafından adli sicil kayıtlarından çıkarılarak arşiv kaydına alınmaktadır.
Adli para cezası mahkumiyet hükümleri ile cezanın ertelenmesine ilişkin hükümler, adli sicil kaydına alınmadan doğrudan arşive kaydedildiği için arşiv kayıtlarının silinmesi koşullarına tabi olmaktadır.
Adli Sicil Kanunu, adli sicil kaydının ne zaman ve nasıl silineceğini açık açık hüküm altına alınmıştır. Bir takım farklı yorumlar ise Yargıtay tarafından geliştirilen içtihatlarla giderilmiştir.
Eğer ceza ve güvenlik tedbirinin infazı tamamlanmışsa adli sicil kaydı infazın tamamlanmasıyla kendiliğinden silinerek bilgiler arşiv kaydına alınır. İnfazın tamamlanmasından anlaşılması gereken, ceza hapis cezasıysa bihakkın tahliye tarihi veya denetim süresinin son bulduğu tarihtir. Ceza adli para cezası ise, adli para cezasının ödendiği tarih veya tazyik hapsine çevrilmişse cezaevinden çıkış tarihidir.
Ceza mahkûmiyetini bütün sonuçlarıyla ortadan kaldıran şikayetten vazgeçme veya etkin pişmanlık halinde adli sicil kaydı silinir.
Adli sicil kaydı ile “arşiv kaydı” birbirlerinden farklı kavramlardır. Kesinleşmiş mahkumiyet hükümleri önce adli sicil kaydına alınır, sonrasında ise belirli koşulların gerçekleşmesi halinde, mahkumiyet hükmüne dair bilgiler silinerek adli sicil arşiv kaydına alınır. Adli sicil arşiv kaydı belli koşulların gerçekleşmesi halinde silinebilmektedir.
Kural olarak hükümlüye ait adli sicil kaydı cezanın infaz edilmesinden sonra silinerek arşiv kaydına alınır. Hükümlüye ait arşiv kaydı ise kural olarak 5 yıl sonra silinir. Fakat bazı hallerde ise; hükümlünün Anayasa’nın 76.maddesinde sayılan: Zimmet, nitelikli zimmet, rüşvet, irtikap, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, dolanlı iflas gibi yüz kızartıcı suçlarla, kaçakçılık, resmi ihale ve alım satımlara fesat karıştırma, devlet sırlarını açığa vurma, terör eylemlerine katılma ve bu gibi eylemleri tahrik ve teşvik sonuçlarından 5237 sayılı Kanun dışında başka bir kanun uyarınca hak yoksunluğuna sebep olacak şekilde mahkum edilmişse bu mahkumiyetlerin adli sicil arşiv kaydının silinmesi için yasaklanmış hakların geri verilmesi halinde arşive alınma koşullarının oluştuğu tarihten itibaren on beş yıl aksi halde ise otuz yıl geçmesi gerekmektedir.
Arşiv kaydına alınan mahkumiyet hükmü, TCK dışındaki kanunların ceza mahkumiyetine bağladığı hak yoksunluklarına neden olan bir mahkumiyet ise; cezanın infazından sonra hükümlünün başvurusu ile mahkeme tarafından memnu hakların iadesi kararı verilmişse kaydın arşive alınma koşullarının oluştuğu tarihten itibaren 15 yıl geçmesiyle arşiv kaydı silinir. Memnu hakların iadesi kararı alınamamış ise kaydın arşive alınma koşullarının oluştuğu tarihten itibaren 30 yıl geçmesiyle arşiv kaydı silinir. Bu hüküm nedeniyle ceza mahkumiyetlerinin büyük bir kısmı 15 yıl veya 30 yıl süresince arşiv kaydında kalmaktadır.
Hükümlünün ölümü üzerine suç oluşturan fiilin suç olmaktan çıkması gibi nedenlerle de arşiv kaydı silinir.
“5237 sayılı Türk Ceza Kanunu dışındaki kanunların belli bir suçtan dolayı veya belli bir cezaya mahkûmiyete bağladığı hak yoksunluklarının giderilebilmesi için, yasaklanmış hakların geri verilmesi yoluna gidilebilir. Bunun için; Türk Ceza Kanunu’nun 53.maddesinin beşinci ve altıncı fıkraları saklı kalmak kaydıyla,
a) Mahkûm olunan cezanın infazının tamamlandığı tarihten itibaren üç yıllık bir sürenin geçmiş olması,
b) Kişinin bu süre zarfında yeni bir suç işlememiş olması ve hayatını iyi halli olarak sürdürdüğü hususunda mahkemede bir kanaat oluşması, gerekir.
Mahkûm olunan cezanın infazına genel af veya etkin pişmanlık dışında başka bir hukukî nedenle son verilmiş olması halinde, yasaklanmış hakların geri verilmesi yoluna gidilebilmesi için, hükmün kesinleştiği tarihten itibaren beş yıl geçmesi gerekir. Ancak, bu süre kişinin mahkûm olduğu hapis cezasına üç yıl eklenmek suretiyle bulunacak süreden az olamaz.
Yasaklanmış hakların geri verilmesi için, hükümlünün veya vekilinin talebi üzerine, hükmü veren mahkemenin veya hükümlünün ikametgâhının bulunduğu yerdeki aynı derecedeki mahkemenin karar vermesi gerekir.
Mahkeme bu husustaki kararını, dosya üzerinde inceleme yaparak ya da Cumhuriyet savcısını ve hükümlüyü dinlemek suretiyle verebilir.
Yasaklanmış hakların geri verilmesi talebi üzerine mahkemenin verdiği karara karşı, hükümle ilgili olarak Ceza Muhakemesi Kanununda öngörülen kanun yoluna başvurulabilir.
Yasaklanmış hakların geri verilmesine ilişkin karar, kesinleşmesi halinde, adlî sicil arşivine kaydedilir.
Yasaklanmış hakların geri verilmesi yoluna başvurulması nedeniyle oluşan bütün masraflar hükümlü tarafından karşılanır.”
Uygulamada kişinin avukatı aracılığıyla mahkemeye başvurarak yasaklanmış haklarının geri verilmesini talep ettiği mahkemelerin ise başvuranın yasaklanmış hakkı bulunmadığı gerekçesiyle talebi reddettiği veya karar verilmesine yer olmadığına dair karar verdiği örnekleri görülmektedir. Fakat genel olarak içtihatlarda kabul edildiği üzere kişinin arşiv kaydının olması yasaklanmış hak kapsamına dahil olup mahkemelerce yasaklanmış hakların geri verilmesi koşulları gözetilerek değerlendirme yapılması suretiyle karar verilmesi gerekmektedir. Şunu da belirtmek gerekir ki; yasaklanmış hakların geri verilmesi kararı alınması kişinin adli sicil arşiv kayıtlarının silinmesi sonucunu doğurmamaktadır.
Sonuç olarak yasaklanmış hakların geri verilmesi kararına rağmen adli sicil arşiv kayıtlarında yer alan mahkumiyete dayanılarak kişi aleyhine hak yoksunluğu doğuracak şekilde idari işlem tesis edilmesi halinde söz konusu idari işlem sebep unsuru yönünden hukuka aykırı olacak ve idari işlemin iptali gerekecektir.
Yasaklanmış hakların geri verilmesi (memnu hakların iadesi) için başvurmadan önce mutlaka ceza hukuku ve adli sicil kanununa hakim bir avukattan destek alınması kişinin hak kaybına uğramaması açısından önemli olacaktır.
Adli sicil kaydı cezanın infazının tamamlanması ile silindiğinden, kişinin Türk Ceza Kanunu madde 188, Türk Ceza Kanunu madde 190 ve Türk Ceza Kanunu madde 191 ile 5607 sayılı kanunun dördüncü maddesinin yedinci fıkrası ve 6136 sayılı kanunun 12 maddesinin ikinci fıkrası ve devamında düzenlenen suçlardan mahkum olması halinde, cezanın bihakkın infazının tamamlanması ve adli sicil kaydının silinmesi üzerine, sürücü belgesi alabilmesi mümkündür.
Sürücü belgesi alınması konusunda süresiz hak yoksunluğu düzenlenmesinden kişinin arşiv kaydı bulunması sürücü belgesi almasına engel değildir.