ARAÇ DEĞER KAYBI NASIL ALINIR?

 

1. Araç Değer Kaybı Nedir?

Araç değer kaybı, hasar gören aracın 2. el piyasasındaki düşüşü ifade eder. Sonuçta kazaya karışan bir araç, en iyi şekilde tamir edilse dahi TRAMER (Trafik Sigortaları Bilgi Merkezi) kayıtlarında yer alacak olan kaza kaydı nedeniyle piyasa değişim değerinde bir hayli düşüş meydana gelecektir.
Bu halde daha az kusurlu taraf, daha fazla kusurlu tarafa ve/veya sigortacısına haksız fiilden kaynaklanan gerçek zararın tazmini talebini yöneltebilmektedir.

Araç değer kaybı; bahsedilen kriterler göz önüne alınarak, aracın hasarsız haliyle ve kaza tarihi itibariyle serbest piyasadaki ikinci el piyasa rayiç değeri ile aracın hasarı onarıldıktan sonraki hâline göre serbest piyasadaki ikinci el piyasa değeri arasındaki farkın tespit edilmesiyle bulunur. Özetle; araç değer kaybı, kazaya karışan aracın, kazadan önceki ikinci el piyasa değeri ile kazadan sonraki ikinci el piyasa değeri arasındaki düşüş farkına "araç değer kaybı" denir.
    

2. Araç Değer Kaybı Talep Edilirken Dikkat Edilmesi Gerekenler Nelerdir?

Önemle belirtmek gerekir ki; eğer aracın tamirinin ekonomik olmayacağı yönünde rapor oluşturulur ve araç hakkında pert kararı verilirse araç değer kaybı da talep edilememektedir.

Araç değer kaybı hesaplamasında aşağıdaki unsurlar dikkate alınır:

-Aracınızın marka ve modeli
-Aracınızın üretim tarihi
-Aracınızın trafiğe çıkış tarihi
-Aracınızın kaza anındaki kilometresi
-Aracınızın kaza tarihi itibariyle muadillerinin ikinci el piyasasındaki rayiç değeri
-Aracınızın hasar geçmişi ve niteliği
-Aracınızın boyanan / değişen parçaları dikkate alınarak hesaplanır.


Değer kaybının belirlenmesinde dikkate alınacak ölçütler Yargıtay tarafından aşağıdaki kararda görüldüğü şekilde belirtilmiştir:

Yargıtay 17. HD., E. 2015/12400 K. 2015/13270 T. 3.12.2015

“Aracın onarıldıktan sonra mübadele (rayiç) değerinin olaydan önceki mübadele değerinden az olacağının kabulü gerekir. Çünkü tamamen onarılmış olsa bile bu araba tahribatın izlerini taşımaktadır. Onarılmış durumdaki değeri, ne kadar iyi onarılmış olursa olsun kural olarak aynı nitelikteki hiç hasara uğramayan araç değerinden düşüktür ve bu da cari değerinden kaybettirmektedir.

Öncelikle, değer azalması veya değer kaybının belirlenmesinde dikkate alınması gereken ölçütler her olayın somut özelliğine göre değişebilecek ise de aracın markası, özellikleri ve model yılı, kullanım amacı, kullanım süresi, yıpranma payı (aracın km'si, metal kompanentlerin yoğunluğu, korozyon dozajı ve önceye ait hasarlar nedeni ile orjinalliğin yitirilip yitirilmediği), aracın gördüğü hasarın ağırlığı ve hasara uğrayan bölgeleri, hasarın giderilmesinde kullanılan parçaların niteliği (orijinal olup olmadığı) hususları değer kaybında gözönüne alınan aracın olay tarihindeki 2.el rayiç değeri ile kazadan sonra onarılmış haldeki 2.el rayiç değeri arasındaki farkın değer kaybı olarak kabul edilmesi gerekir.

Somut olayda mahkemece bilirkişiden ek rapor alınarak yukarıda açıklanan yöntemle değer kaybı zararının belirlenmesi gerekirken eksik araştırma ve inceleme ile yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.”

3. Araç Değer Kaybında Sigortanın Sorumluluğu Var Mıdır?

TTK 1459. Maddesi, tazminat ilkesi başlığında düzenlendiği üzere; "sigortacı, sigortalının uğradığı zararı tazmin eder." hükmü yer almaktadır. Sigortacının sorumlu olduğu gerçek zarar kalemleri arasında değer kaybı da bulunmaktadır.

Araç Değer Kaybı aynı zamanda Trafik Sigortası Genel Şartları'nın Maddi Zararlar Teminatı başlıklı A.5/a maddesinde "Hak sahibinin kaza tarihi itibariyle bu genel şartta tanımlanan ve zarar gören araçta meydana gelen değer kaybı dahil doğrudan malları üzerindeki azalmadır." şeklindedir. Hem değer kaybı taleplerinin maddi zarar kalemlerinden biri olduğunu hem de bu tazminat kaleminin Karayolları Mali Sorumluluk Sigortası kapsamı dahilinde talep edilebileceğini belirtmektedir.

4. Araç Değer Kaybının Alınabilmesi İçin Şartlar Nelerdir? 

1.Çift taraflı kaza olması
2.Kazada %100 (Tam) kusurlu olunmaması
3.Kaza sonucunda araçta bir hasar oluşması ve onarılması
4.Kaza sonucunda hasar gören parçaların daha önce başka bir kaza nedeni ile onarılmamış olması

4.1. Çift Taraflı Kaza Olması

Öncelikle bir değer kaybının söz konusu olabilmesi için aracın çift taraflı bir trafik kazasına karışmış olması gerekmektedir. Tek taraflı olan, kendi başınıza yaptığınız kazalar; duvara sürtme, ağaca çarpma vb. kazalar sebebiyle değer kaybı talep edilemez.

4.2.Kazada %100 (Tam) Kusurlu Olunmaması

Gerçekleşen kazada %100 yani tam kusurlu olmamanız gerekmektedir. Nitekim herkes kendi kusuru oranınca verdiği zarardan sorumludur.

4.3.Kaza Sonucunda Araçta Bir Hasar Oluşması ve Onarılması

Gerçekleşen kazada aracınızda bir hasar oluşması ve bu hasarın onarım işlemleri sonucunda giderilmiş olması gerekliliğidir. Giderilmemiş zarar, onarım işlemi görülmeyen hasar nedeniyle de değer kaybı alınamayacaktır. Değer kaybı hesaplamasında yapılan onarım işlemlerine ilişkin bilgi ve belgeler oldukça önemlidir.

4.4.Kaza Sonucunda Hasar Gören Parçaların Daha Önce Başka Bir Kaza Nedeni ile Onarılmamış Olması

Onarım işlemi gören parçaların daha önce bir başka kaza nedeniyle hasar görerek onarım işlemine tabi tutulmamış olması gerekmektedir. Nitekim bir araç iki kez aynı yerden gördüğü hasar nedeniyle değer kaybedemez.

5. Araç Değer Kaybı Talep Etmeden Önce Genel Mahkemelerde Dava Açmadan Önce veya Tahkime Başvurmadan Önce Sigorta Şirketine Başvurmak Zorunlu Mudur?

Zarar gören, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içerisinde dava veya tahkim yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekmektedir. Sigorta şirketinin tazmin yükümlülüğü kaza tarihinden itibaren başlamaktadır. 


Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması halinde, zarar gören dava yahut tahkim yoluna gidebilecektir. Aksi halde sigorta şirketine başvuru yapılmadan açılan tazminat davaları "dava şartı yokluğu" sebebiyle usulden reddedilecektir. 


Bu halde sonuç olarak, dava açmadan yahut tahkim yoluna gitmeden önce mutlaka ilgili sigorta şirketine başvurulması gerekmektedir.

6. Araç Değer Kaybı Talebinde Zamanaşımı Ne Kadar Süredir?

Araç değer kaybına ilişkin tazminat taleplerinde zamanaşımı süresi TBK 72. Maddesi gereğince 2 (iki) yıldır. Ancak öğrenmeden itibaren başlayacak süre 2 yıl olup tavan süre 10 yıldır. Bu halde zarar ve sorumluluk birlikte öğrenilmediği taktirde iki yıllık zamanaşımı süresinin başlaması da söz konusu olamayacaktır.

Ancak araç değer kaybı tazminatında genellikle zarar ve sorumlular kaza anında öğrenilmektedir. Bu sebeple zamanaşımı ve dava hakkının doğumu da kaza tarihinde başlamaktadır.

7. Sonuç Olarak

Araç Değer Kaybı Tazminatı Alabilmek İçin;

1.Kaza tarihi üzerinden en fazla 2 yıl geçmiş olmalıdır.

2.Aracınızdaki hasar daha önceden hasara uğramamış bir bölgede olmalıdır.

3.Kaza sonrası hasar aracınızda oluşan hasar, mini onarım ile giderilebilen basit işlemlerden olmamalıdır.

4.Aracınız ağır hasar kaydına sahip araçlardan olmamalıdır.

5.Kısa süreli kiralık araçlar, taksi, dolmuş, test aracı, koleksiyon ve antika sayılan araçlardaki hasar sebebiyle yapılan değer kaybı talepleri ve tekerlekli/paletli ve zırhlı toplumsal müdahale araçları, belediye otobüsleri, yol süpürme araçları, itfaiye araçlarındaki hasar sebebiyle yapılan değer kaybı talepleri teminat kapsamı dışında kalmaktadır.

6.Motorlu bisikletlerin kullanılmasından ileri gelen zararlar teminat dışında kalmaktadır.

7.Kazada tamamen kusurlu ya da diğer sürücüye nazaran daha kusurlu olan taraftan değer kaybı zararı talep edilebilecektir.

 

8. Araç Değer Kaybı Talebinin Hukuki Temeli Nedir ve Araç Değer Kaybı Nasıl Belirlenir?

Borçlar hukukunda sorumluluk nedenleri arasında düzenlenen haksız fiil hukuka aykırı bir eylemle başkasına zarar verilmesidir. Borçlar hukukunda genel kural, kusura dayanan haksız fiil sorumluluğu olmakla birlikte, kusur aranmayan sorumluluk (kusursuz sorumluluk) hâlleri de bulunmaktadır. Hukuka aykırı fiiller, hukuk düzeninin tasvip etmediği fiillerdir. Bu gibi fiilleri gerçekleştirenlere hukuk düzeni fiilden meydana gelen zararı tazmin mükellefiyeti yükler. Şu hâlde hukuk düzeninde hukuka aykırı fiillere izafe edilen hukuki netice, fiilden meydana gelen zararı tazmin borcunun doğmasıdır.

Zarar veren, kusuru oranında gerçek zararı ödemekle sorumludur. Trafik kazasının oluşumunda sürücülerin kusur oranlarının teknik bilirkişi raporuyla belirlenmesi gerekmektedir. Kazanın oluşum süreci net olarak tespit edilmeden, teknik inceleme için bilirkişiye başvurulamaz. Elbette tarafların tüm delilleri toplandıktan ve kazanın oluş şekline ilişkin sabit görülen maddi vakıa tam olarak saptandıktan sonra, tarafların kusur durumu değişmeyebilir; ancak bu sonuca hâkimin yorumu ile değil, özel veya teknik bilgiyi içeren bilirkişi raporu ile ulaşılabilir.

Kazanın oluş şekline göre değişkenlik göstermekle birlikte, kazalı bir araçta hayatın olağan akışına göre değer kaybı oluşacağı muhakkaktır. Kazalı bir araçta değer kaybı oluşup oluşmadığı veya oluşan değer kaybının miktarı; aracın modeli, markası, kaza tarihindeki yaşı, kilometresi, hasarın nitelik ve niceliği vs. gibi hususlara bağlı olarak değişiklik gösterebilir. Değer kaybı; bahsedilen kriterler göz önüne alınarak, aracın hasarsız hâliyle ve kaza tarihi itibariyle serbest piyasadaki ikinci el piyasa rayiç değeri ile aracın hasarı onarıldıktan sonraki hâline göre serbest piyasadaki ikinci el piyasa değeri arasındaki farkın tespit edilmesiyle bulunur. Kusur durumu gibi değer kaybı incelemesi de teknik bilirkişi incelemesini gerektirmektedir.

 

9. Araç Değer Kaybı ile ilgili Yargıtay Kararları

 

Yargıtay 17. HD., E. 2017/4999 K. 2019/9669 T. 21.10.2019

“Mahkemece, kararda yazılı gerekçelerle ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kabulü ile 15.000,00 TL. değer kaybı ile 800,00 TL. araç mahrumiyet bedelinin kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline, araç mahrumiyetine ilişkin fazla istemin reddine dair verilen hükmün, davalılar vekili tarafından temyizi üzerine,

Dairemizin 09.05.2016 tarih, 2016/724 Esas ve 2016/5621 Karar sayılı ilamı ile; "mahkemece değer kaybı tazminatı yönünden hükme esas alınan bilirkişi raporunda araç değer kaybı hesaplamasının doğru yapılmadığı; davacı aracının modeli, markası, kaza tarihindeki yaşı, kilometresi, kaza nedeniyle uğradığı hasarın nitelik ve niceliği vs. gibi hususlar gözönünde bulundurularak kaza tarihi itibariyle serbest piyasadaki 2. el piyasa rayiç değeri (hasarsız haliyle) ile aracın hasarı onarıldıktan sonraki haline göre serbest piyasadaki 2. el piyasa değeri arasındaki fark (aradaki farkın değer kaybı olarak kabul edilmesi) hususlarında rapor alınıp karar verilmesi gerektiği; davacı yanın araç değer kaybı ve mahrumiyet bedeli kalemleri için taleplerini ayrı ayrı belirterek açtığı davada, iki alacak kalemi için hesaplanan toplam bedel üzerinden davasını 15.800,00 TL'ye ıslah ettiği, davacı tarafın ıslah yoluyla artırabileceği tek alacak kaleminin araç değer kaybı olduğu, mahrumiyet bedeli yönünden ıslah yoluyla artırımı gerektirir bir durum olmadığı, davacının ıslah yoluyla 12.440,00 TL. üzerinden artırdığı dava kısmının, araç değer kaybına ilişkin talebi kapsadığı gözetilmek suretiyle; ıslah edilmiş şekliyle 13.440,00 TL. araç değer kaybına hükmedilmesi gerekirken, davacı talebini aşacak biçimde araç değer kaybı bedeline hükmolunmasının doğru görülmediği" gerekçesiyle karar bozulmuştur.

Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılamada toplanan delillere göre; davanın kısmen kabulü ile 13.440,00 TL. araç değer kaybı ve 800,00 TL. araç mahrumiyet bedelinin 03.12.2012 tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan tahsiline, fazla isteğin reddine karar verilmiş; hüküm, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince yapılan yargılamada toplanan delillerin takdirinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; davacı aracının kazadaki hasarı nedeniyle oluşan araç değer kaybının konusunda uzman bilirkişi tarafından düzenlenen raporla dosya kapsamına uygun biçimde belirlenmiş ve bu raporun hükme esas alınmış olmasına göre; davalılar vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile hükmün ONANMASINA”

 

İstanbul BAM, 8. HD., E. 2018/1720 K. 2018/805 T. 17.7.2018

“Davacı vekili istinaf dilekçesi ile;Uyuşmazlık hakem heyeti kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, araç değer kaybı ekspertiz ücreti (212,40-TL) ile araç değer kaybı tazminatı (561,40-TL) nin kararda yer almadığını ileri sürmüştür.

Yapılan değerlendirmede; dava trafik kazasından kaynaklı araç değer kaybı bedelinin tazminine ilişkindir. 6456 sayılı Kanunun 45.maddesi ile değişik 5684 sayılı kanunun 30/12.maddesi gereğince;Beşbin Türk Lirası altındaki uyuşmazlıklar hakkında verilen hakem kararları kesindir.

Beşbin türk lirası ve daha üzerindeki uyuşmazlıklar hakkında verilen hakem kararlarına karşı komisyonca ilgiliye bildirimden itibaren 10 gün içerisinde bir defaya mahsus olmak üzere komisyon nezdinde itiraz edilebilir. İtiraz üzerine Sigorta Tahkim İtiraz Hakem Heyetinin 40.000,00 Türk Lirasını geçmeyen uyuşmazlıklar hakkında verdiği kararlar ise kesindir. 40.000,00-TL'nin üzerindeki kararlar için temyize gidilebilir" hükmünü içermektedir.

Talebe konu tazminat miktarının 561,40-TL araç değer kaybı + 295,00-TL ekspertiz gideri olduğu, Uyuşmazlık Hakem Kararında 237,00-TL ekspertiz ücreti yönünden kabul 561,40-TL araç değer kaybı yönünden red kararı verildiği, kararın davacı vekili tarafından istinafa getirildiği, bu sebeple uyuşmazlık miktarının 856,40-TL olduğu anlaşıldığından ve 5684 sayılı kanunun 30/12-son şartları da bulunmadığından karar kesin niteliktedir.

Açıklanan nedenlerle kesin karara karşı davacı vekilince yapılan istinaf talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm oluşturulmuştur.”

 

Yargıtay 17. HD., E. 2016/7272 K. 2017/867 T. 1.2.2017

“Dava trafik kazasından kaynaklanan değer kaybı ve araç kiralama bedeli istemine ilişkindir.

1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.

2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan araçta meydana gelen değer kaybı ve araç kiralama bedeli istemine ilişkindir.

Davacının dava dilekçesindeki maddi tazminat talebi araçta oluşan değer kaybı ve araç kiralama bedeline ilişkindir.

Hükme esas alınan bilirkişi raporunda aracın tamirinin ekonomik olup olmadığı, perte ayrılmasının gerekip gerekmediği değerlendirilmeden dava konusu aracın aracın 11 yaşında olması belirtilerek araçta değer kaybı oluşmayacağı belirlenmiştir. Mahkemenin hükme esas aldığı bilirkişi raporunda araç değer kaybı hesaplaması doğru yapılmamıştır.

Hükme esas alınan bilirkişi raporunda araçtaki değer kaybının tespiti, Dairemizce değer kaybının belirlenmesi hususunda esas alınan, aracın kaza tarihindeki hasar görmemiş 2.el piyasa değeri ile kazadan sonra onarılmış haldeki 2.el piyasa değeri arasındaki fark kriterine uyulmaksızın genel bir değerlendirme yapılarak sağlanmıştır.

Araçta meydana gelen değer kaybının; aracın serbest piyasa koşullarına göre kaza tarihi itibariyle hasarsız haldeki ikinci el rayiç değeri ile aracın markası, modeli, hasar miktarı ve hasarlı kısımların özelliği dikkate alınarak tamir edildikten sonraki rayiç değeri tespit edilip bu iki miktar arasındaki azalmaya (farka) göre hesaplanması gerekir.

Davacı dava dilekçesinde aracında 20.000 TL'lik hasar oluştuğunu ileri sürmüştür. Davacının aracının 2. el piyasa fiyatına göre tamirinin ekonomik olup olmadığı, perte ayrılıp ayrılmayacağının mahkemece tartışılması, aracın perte ayrılmasının uygun olması durumunda değer kaybının oluşmayacağı yönünde karar verilmesi, aracın perte ayrılmasının uygun olmayacağı durumda yukarıda açıklandığı üzere daire uygulamalarımıza göre değer kaybı hesaplanmadan, değer kaybı konusunda genel bir değerlendirme ile aracın yaşı dikkate alınarak araçta değer kaybının oluşmayacağı yönündeki bilirkişi raporuna dayalı olarak hüküm kurulması doğru görülmemiştir.”

 

Yargıtay 17. HD., E. 2015/17879 K. 2016/4023 T. 30.3.2016

“Kural olarak; araçtaki değer kaybı belirlenirken, aracın markası, yaşı, modeli ve hasar gördüğü kısımları dikkate alınarak aracın kaza tarihinden önceki 2.el satış değerinin tespiti ile aracın tamir edildikten sonra ikinci el satış değerinin tespiti ve arasındaki fark değer kaybını gösterir. Bu durumda mahkemece, yukarıda açıklanan ilkeler ışığında araçtaki değer kaybının tespiti hususunda yeniden bilirkişi raporu alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yetersiz bilirkişi raporu benimsenerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.”