854 sayılı Deniz İş Kanunu denizlerde, göllerde ve akarsularda Türk Bayrağını taşıyan ve yüz ve daha yukarı grostonilatoluk gemilerde bir hizmet akdi ile çalışan işçiler ve bunların işverenleri hakkında uygulanacağı açıkça belirtilmiştir. Yabancı bayrak gemide çalışan işçiler ise 6098 sayılı Borçlar Kanunu hükümlere tabiidirler.
854 sayılı Deniz İş Kanunu; denizlerde, göllerde ve akarsularda Türk bayrağını taşıyan, yüz ve daha fazla grostonilatoluk gemilerde bir hizmet akdi ile çalışmakta olan gemi adamları ile bunların işverenleri hakkında uygulanır. Gemi adamlarının çalışma ilişkileri 854 Sayılı Deniz İş Kanunu’nda düzenlenmiştir. Bu Kanun, İş Kanunu’ndan farklı olarak birçok konuda ayrıntılı düzenlemeler içermektedir. Bu nedenle, Deniz İş Kanunu’nda; iş sözleşmesinin yapılış şekli, çalışma süresi, deneme süreci, fazla çalışma, fazla mesailerin hesaplanması, yıllık ücretli izne hak kazanma, kıdem tazminatı ve zamanaşımı gibi konular düzenlenmiştir.
Deniz İş Hukuku, denizcilik sektörünün kendine özgü kavram, gelenek ve uygulamaları dahilinde değerlendirilmesi gereken ve gemilerde iş sözleşmesi ile çalışan gemi adamları ile işverenleri arasındaki çalışma ilişkilerini düzenleyen bir hukuk dalıdır. Bu sebeple İş Kanunu’ndaki “işçi” kavramının yerini Deniz İş Hukuku’nda “gemi adamı” kavramı almıştır. Gemi adamı, hangi meslek ve unvana sahip olursa olsun gemi sahibi ve işleten diye addedeceğimiz işverenine koşulları kendi özelliklerini taşıyan bir iş sözleşmesi ile bağlı olarak çalışmaktadır. Deniz İş Hukuku, Deniz İş Kanunu’nun dışında pek çok ulusal ve uluslararası kaynağı kapsayan bir düzenleme sahasında yer almakta ve deniz ticaretinin de bünyesine uygun kurallarla, ILO normları, sözleşme ve tavsiye kararları ve buna uygun olarak çıkartılan yönetmelikler ve AB direktifleri ile getirilen kurallar dahilinde düzenlemeler barındırmaktadır.
854 sayılı Deniz İş Kanunu denizlerde, göllerde ve akarsularda Türk Bayrağını taşıyan ve yüz ve daha yukarı grostonilatoluk gemilerde bir hizmet akdi ile çalışan işçiler ve bunların işverenleri hakkında uygulanacağı açıkça belirtilmiştir. Yabancı bayrak gemide çalışan işçiler ise 6098 sayılı Borçlar Kanunu hükümlere tabiidirler.
Deniz İş Hukuku, iş hukuku kapsamında çalışmakta olan işçilerden çok farklı koşullarda çalışmayı gerektiren denizlerde, denizcilik sektöründe çalışma hayatına ilişkin kuralları düzenleyen ulusal ve uluslararası alanda gelişmeler gösteren çalışanların haklarını koruyan bir hukuk dalıdır.
Gemi adamı kavramı, en kısa ve kaba tabirle “denizde çalışan işçi” şeklinde ifade edilir. Gemi adamı kavram esasen diğer mesleklerden farklı olarak denizle ilgili birçok ulusal ve uluslararası düzenlemeler barındırmaktadır. Nitekim; Deniz İş Kanunu’nun 2. maddesi’nin B bendine göre “Bir hizmet akdine dayanarak gemide çalışan kaptan, zabit ve tayfalarla diğer kimselere gemi adamı denir.” şeklinde bir tanımlamayla gemi adamının tanımı yapılmıştır.
Deniz İş Kanunu’nun 2. maddesine yapılan tanıma göre “Gemiyi sevk ve idare eden kimseye veya zorunlu sebeplerle görevi başında bulunmaması halinde ona vekalet eden kimseye kaptan denir”. Aynı zamanda yine 2. maddenin Ç bendinde belirtildiği üzere kaptan, aynı zamanda işveren vekili olarak belirtilmiştir.
Deniz İş Kanunu'nun 2. maddesine göre “Gemi sahibine veya kendisinin olmayan bir gemiyi kendi adına ve hesabına işleten kimseye işveren denir”. şeklinde yapılan tanımla deniz iş hukukunda işveren kavramı tanımlanmıştır.
Deniz İş Hukuku, gemilerde iş sözleşmesi ile çalışan gemi adamları ile işverenleri arasındaki çalışma ilişkilerini düzenlemektedir.
Deniz İş Kanunu’nda iş sözleşmesinin tanımına yer verilmemiştir. Ancak Borçlar Kanunu 393. maddesinde hizmet sözleşmesi, işçinin işverene bağımlı olarak belirli veya belirli olmayan süreyle iş görmeyi ve işverenin de ona zamana veya yapılan işe göre ücret ödemeyi üstlendiği sözleşme olarak tanımlanmıştır. Yine Benzer şekilde İş Kanunu 8. maddesinde de iş sözleşmesi, bir tarafın (işçisi) bağımlı olarak iş görmeyi diğer tarafın (işveren) ücret ödemeyi üstlenmesinden oluşan sözleşme olarak tanımlanmıştır.
Anayasa Mahkemesi’nin bir kararında da hizmet akdinin üç unsuru kapsadığından bahsedilmiştir. Söz konusu bu üç unsur şu şekildedir:
1. İş unsuru
2. Ücret unsuru
3. Bağlılık unsuru.
Buna göre; yukarıda bahsettiğimiz üzere Deniz İş Kanunu’nda iş sözleşmesinin tanımına yer verilmemiş ve deniz iş sözleşmesinin unsurları, Türk Borçlar Kanunu ve 4857 Sayılı İş Kanunu’nda yer alan tanımlardan yola çıkılarak belirlenmektedir.
Deniz iş sözleşmesinin unsurları da şu şekildedir:
-Ücret
-Bağımlılık
-İş görme
İş Kanunu’na bağlı olarak belirsiz süreli iş sözleşmesi ile çalışan işçiler için iş sözleşmesi herhangi bir şekle değildir. Ayrıca iş sözleşmesinin yazılı yapılması zorunluluğu da bulunmamaktadır. Fakat 854 Sayılı Deniz İş Kanunu’nun 5. maddesi, gemi adamı ile işveren veya işveren vekiliyle arasında iş sözleşmesinin ispat bakımından yazılı olarak yapılması gerektiği ve taraflardan her birine birer nüsha verileceği belirtilmiştir. Deniz iş sözleşmesinin yazılı yapılmaması halinde ise Deniz İş Kanunu bakımından işverene idari para cezası yaptırımı öngörülmüştür. Bu nedenle Deniz iş sözleşmesinin yazılı olarak yapılması aranmakta aksi halde işverene idari para cezası müeyyidesi uygulanacaktır.
Deniz İş Kanunu 5. madde uyarınca yazılı olarak yapılması gereken deniz iş sözleşmesi, Deniz İş Kanunu 6.madde düzenlemesine göre ise deniz iş sözleşmesi şu bilgileri de içermelidir:
a. İşverenin adı ve soyadıyla ikametgâh adresi,
b. Gemi adamının adı, soyadı, doğum tarihi ve yeri, sicil numarası ve ikametgâh adresi,
c. Gemi adamının çalışacağı geminin ismi, sicil numarası, grostonilatosu ve kaydedildiği sicil dairesi (gemi adamının aynı işverenin muhtelif gemilerinde çalışması ihtimali mevcutsa, bu hizmet akdinde ayrıca belirtilir),
d. Aktin yapıldığı yer ve tarih,
e. Gemi adamının göreceği iş,
f. Gemi adamının hizmete başlayacağı yer ve tarih,
g. Hizmet akdinin belirli bir süre için yapılmış olup olmadığı, belli bir süre için yapılmış ise süresi veya sefer üzerine ise hangi sefer olduğu,
h. Kararlaştırılan ücret esası ile miktarı,
i. Ücretin ödeme zamanı ve yeri ile zorunlu tutulan işverenler için gemi adamının ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkakının ödeneceği banka özel hesap numarası,
j. Avans şartları,
k. Diğer iş şartları,
Kanunun açık düzenlemesi ile gerekli görülen bu unsurların yanında sözleşmeye tarafların anlaşması ile sendika yahut Toplu İş Sözleşmesine ilişkin hükümlerin de yazılması mümkündür.
Deniz İş Kanunu’nun 1. maddesi kanunun yer ve kişi bakımından uygulama alanını düzenlemiştir.
Buna göre, Deniz İş Kanunu hükümleri denizlerde göllerde ve akarsularda Türk Bayrağını taşıyan ve 100 ve üzerinde grostonilatoluk gemilerde bir iş sözleşmesi ile çalışan gemi adamları ve bunların işverenleri hakkında uygulanacaktır. Aynı işverene ait gemilerin grostonilatoların toplamı 100 veya daha fazla ise yahut işverenin çalıştırdığı gemi adamı sayısı beş veya daha fazla olduğunda da yine Deniz İş Kanunu hükümleri uygulama alanı bulacaktır.
Gemi Türk bayraklı ve 100 grostonilatoluk değilse veya gemi yabancı ülke bayrağını taşıyor ise bu gemide çalışanlar hakkında Deniz İş Kanunu hükümleri uygulanmayacaktır. Taşıma işlerinde çalışan bu gemideki işçiler 4857 Sayılı İş Kanunu kapsamına da girmediğinden bu belirtilen hallerdeki işçilerin haklarında Türk Borçlar Kanunu hükümleri uygulanacaktır.
Deniz İş Kanunu'nun 7. ve 8. maddelerinde belirli süreli iş sözleşmesine ilişkin hükümler bulunsa dahi sonuçları ayrıntılı olarak düzenlenmediğinden Türk Borçlar Kanunu'nun belirli süreli iş sözleşmesinin sona ermesi ile ilgili 430. maddesi Deniz İş Kanunu'nu tamamlar niteliktedir.
Deniz iş sözleşmesinin belirli süreli mi yoksa belirsiz süreli mi olduğuna dair ihtilaflara uygulamada sıklıkla rastlanılmaktadır.
Bu hususta Yargıtay kararlarında da; belirli süreli iş sözleşmesi yapılmasında ilk defa Deniz İş Kanunu’nda objektif ve esaslı neden aranmadığını, ancak yenilemede objektif ve esaslı bir neden gerektiğini belirtmiştir.
Yine Yargıtay kararlarında; sefer kaydı içeren sözleşmelerin geçerli ve belirli süreli olduğuna hükmetmiş, seferin açıkça yazılması gerektiğini, sefer açıkça yer almaz ise iş sözleşmesinin belirsiz süreli olduğunun kabul edilmesi gerektiğini söylemiştir.
Yargıtay kararlarında da açıkça belirtildiği üzere, gemi adamının iş sözleşmesinin birden fazla yenilenmesi halinde gemi adamının belirsiz süreli iş sözleşmesiyle çalıştığının kabul edilecektir.
Deniz İş Kanunu’nun 10. maddesi gereğince; süresi belirli olmayan deniz iş sözleşmelerinde deneme süresi en çok 1 ay olarak belirlenmiştir.
Gemi adamı yahut işvereni bu 1 aylık süre içerisinde iş sözleşmesini bildirimsiz ve tazminat ödemeksizin bozabilmektedir. Bu halde gemi adamı çalıştığı gün kadar ücrete hak kazanacaktır.
Gemi yalnızca bir iş yeri değil, aynı zamanda gemi adamının bir nevi yaşam alanıdır. Deniz İş Kanunu kapsamına giren ve uzak yol seferi yapan gemilerde hem iş süresi hem de bu sürelerin dışında gemide kalma zorunluluğu nedeniyle geçen diğer süreler büyük önem taşımaktadır. Yakın yol seferi veya iç sularda günlük sefer yapan gemilerde ise gemi adamlarının gemide kalma zorunlulukları bulunmadığından iş süreleri de fazla bir özellik göstermez. Bu nedenle çalışma süreleri de İş Kanunu’ndan biraz daha farklı düzenlenmiştir. İş Kanunu’nun 63. maddesine göre, çalışma süresi haftada en çok kırk beş̧ saattir. İşveren veya taraflar haftalık çalışma süresi olarak kırk beş̧ saatin altında bir süre belirleyebilirler. Zira hüküm nispi emredici niteliktedir. Tarafların bir süre belirlememiş̧ olmaları durumunda o iş yerindeki yerleşik çalışma düzeninin işçiye de uygulanacağı sonucuna varılabilecektir.
Ancak 854 sayılı Deniz İş Kanunu’nun 26. maddesine göre, gemi adamlarının haftalık çalışma süresi kırk sekiz saattir. Bu süre haftanın iş günlerine eşit olarak bölünmek suretiyle uygulanır. Yargıtaya göre, çalışma sürelerinin tespitinde gemi adamının gemide geçirdiği sürelerin tamamının değil, işte geçirdiği sürenin dikkate alınması gerekmekte olup aksi halde, gemi adamının günde 24 saat sürekli olarak çalışması insanın yaradılışı ve tabiatıyla bağdaşmayacaktır.
Deniz İş Kanunu’nun 26/2 maddesine göre “iş süresi, gemi adamının işbaşında çalıştığı ve vardiya tuttuğu süredir. Gemi adamının gemide bulunduğu sürelerin tamamı çalışma süresi olarak kabul edilemez. Gemi adamının fiilen çalıştığı veya fiilen çalışmamakla birlikte gücünü işverenin emrinde bulundurduğu, iş verilmesi veya çıkması için beklediği süreler çalışma süresinden sayılmalıdır.
Deniz İş Kanunu’nun 28/1 maddesine göre “Bu kanuna göre tespit edilmiş bulunan iş sürelerinin aşılması suretiyle yapılan çalışmalar, fazla saatlerde çalışma sayılır.” Deniz İş Kanunu kapsamında çalışan gemi adamı günlük sekiz veya haftalık kırk sekiz saati aştığı takdirde fazla çalışma yaptığı kabul edilir. Günlük ya da haftalık yapılan fazla çalışmaya rağmen, diğer gün ya da haftalar içinde eksik çalıştırılmak suretiyle denkleştirme yapmak mümkündür. 4857 sayılı İş kanunu Madde 41/8 uyarınca fazla çalışmanın sınırı yıllık 270 saat olarak belirlenmişken 854 Sayılı Deniz İş Kanunu’nda fazla çalışmalar için belirlenmiş günlük veya yıllık bir sınır bulunmamaktadır. Ayrıca İş Kanunu kapsamındaki isçinin fazla çalışma yaptırılması hakkında onayının alınması gerekli iken Deniz İş Kanunu kapsamındaki gemi adamları açısından bir onay veya rıza aranmamakta olup işveren herhangi bir nedene dayanmaksızın gemi adamına fazla çalışma yaptırabilecektir.
Yargıtay kararları incelendiğinde gemi adamının yaptığı fazla çalışmanın yalnızca tanıkla ispatı yeterli görülmemiştir. Deniz iş hukuku bakımından gemi adamının yaptığı fazla mesainin ispatı için gemi adamları listesi, vardiya çizelgesi ve fazla saatlerle çalışmayı belgeleyen tasdikli defter tanık yanında ispat aracı olarak kabul edilmiştir. Gemi adamının ister seyir halinde olsun ister limanda gemi içinde iken çalışmadan veya vardiya tutmadan geçirdiği süre fazla mesai olarak değerlendirilemez.
Fazla saatlerle çalışma ücretlerinin asıl ücretler için hizmet akdinde gösterilmiş bulunan zaman, yer ve devrelerde, işveren veya işveren vekili tarafından gemi adamlarına tam olarak ödenmesi zorunludur. Yargıtay uygulamasında hakkaniyet indirimi olarak adlandırılan ve gemi adamlarının uzun süreler aynı şekilde çalışmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu gemi adamının izinli, raporlu yahut mazeretli olacağı günlerin dikkate alınarak çalışma sürelerinde hakkaniyet indirimi uygulanması gerektiği benimsenmekte olup gemi adamlarının fazla çalışma sürelerinin belirlenmesinde gemi adamlarının sağlıklarının da korumasına hizmet edecek şekilde insan takati ve temel ihtiyaçların karşılanması zorunluluğuna da dikkat çekilmektedir.
Deniz İş Kanunu’nun 28. Maddesinde düzenlendiği üzere; gemi adamının fazla mesai yapması halinde ödenecek ücret hesaplanırken, “Yapılacak fazla çalışmanın her saatine ödenecek ücret normal çalışma ücretinin saat başına düşen miktarı yüzde yirmi beş oranında artırılmak suretiyle bulunacak miktardan az olamaz.” Görüldüğü üzere Deniz İş Kanunu fazla çalışma ücretinin en az %25 zamlı hesaplanacağını düzenlenmiştir. İş Kanunu ise bu ücretin %50 zamlı hesaplanacağını hüküm altına almıştır. Bu hususta gemi adamlarının fazla mesai yapması halinde belirlenecek ücretin diğer işçilere nazaran daha düşük olacağı açıkça söylenebilmekte ve bu durum eleştiri konusu olabilmektedir.
Deniz iş sözleşmesi taraflarının, sözleşmeye fazla çalışma ücretinin asıl ücrete dahil olduğu şeklinde sözleşme yapmaları uygulamada sıklıkla görülmektedir. Nitekim koyulan bu hüküm geçerlidir. Fakat belirtmek gerekir ki, bu durumun da bir sınırı bulunmaktadır.
854 Sayılı Deniz İş Kanunu’nda fazla çalışmalar için günlük veya yıllık bir sınır da belirlenmemiştir. 4857 sayılı İş kanununda ise fazla çalışmanın sınırı yıllık 270 saat olarak belirlenmiştir. Her ikisi de özel kanun olduğundan 4857 sayılı kanundaki sınırlamanın 854 sayılı kanun bakımından uygulanması mümkün değildir.
Bu husus Yargıtay içtihatlarına göre, bu konuda fazla çalışmanın asıl ücrete dahil olduğu yönündeki hükmün sınırı olarak Türkiye tarafından onaylanan uluslararası kaynak olan 180 sayılı Uluslararası Çalışma Örgütü Sözleşmesi ile 1999/63/EC sayılı Avrupa Birliği Direktifi dikkate alınabilir. Buna paralel bir diğer düzenleme ise Gemi Adamları Yönetmeliği hükümlerinde yer almaktadır.
854 sayılı Deniz İş Kanunu 14.maddesinin I-c bendinde
-Gemi adamının işveren veya işveren vekiline karşı, kanuna, hizmet akitlerine sair iş ve çalışma şartlarına aykırı hareket etmesi,
-Gemi adamının işveren veya işveren vekiline karşı denizcilik kural ve teamüllerine veya ahlak ve adaba aykırı hareket etmesi,
fiillerinin işlenmesi halinde işverene bildirimsiz fesih hakkı tanımaktadır.
Yine Deniz İş kanunun 15. maddesinde fesih hakkının taraflardan birinin bu çeşit davranışlarda bulunduğunu diğer tarafın öğrendiği günden başlayarak altı iş günü geçtikten ve herhalde fiilin meydana geldiği tarihten itibaren bir sene sonra kullanılamayacağı hüküm altına alınmıştır.
Belirsiz süreli deniz iş sözleşmesi, 854 sayılı kanunun 14. maddesinde sayılan hallerin dışında gemi adamının işe alınmasından itibaren altı ay geçmedikçe feshedilemez.
Belirsiz süreli deniz iş sözleşmesinin feshi için durumun diğer tarafa bildirilmesi gerekmektedir.
Deniz iş sözleşmesi bakımından ihbar süreleri şu şekildedir:
-İşi altı ay sürmüş olan gemi adamı için, bildirimin diğer tarafa yapılmasından başlayarak iki hafta sonra,
-İşi altı aydan bir buçuk yıla kadar sürmüş olan gemi adamı için, bildirimin diğer tarafa yapılmasından başlayarak dört hafta sonra,
-İşi bir buçuk yıldan üç yıla kadar sürmüş olan gemi adamı için bildirimin diğer tarafa yapılmasından başlayarak altı hafta sonra,
-İşi üç yıldan fazla sürmüş olan gemi adamı için, bildirimin diğer tarafa yapılmasından başlayarak sekiz hafta sonra,
Feshedilmiş olur.
Kanunda belirtilen süreler asgari olup toplu iş sözleşmesiyle ya da hizmet sözleşmesi ile artırılması mümkündür.
Deniz İş Kanunu’nun “Fesih Bildirimi” başlıklı 18. maddesi gereğince hizmet akdini feshetmek isteyen işveren veya işveren vekilinin feshi sebepleri ile birlikte gemi adamına yazılı olarak bildirmesi şarttır. 854 sayılı kanun gereğince bildirim imkânı olmayan hallerde durum bir tutanakla tespit olunmaktadır.
Bildirim şartına uymayan taraf kanunda belirtilen oranda tazminat ödemekle yükümlüdür.
854 Sayılı Deniz İş Kanunu’nun 20’nci maddesinde 4857 Sayılı Kanun’a paralel olarak, hizmet akdinin devamı süresince her geçen tam yıl için işverence gemi adamına otuz günlük ücreti tutarında kıdem tazminatı ödeneceği ve bir yıldan artan süreler için de aynı oran üzerinden ödeme yapılacağı hükme bağlanmıştır. Bununla birlikte gemi adamı bir yerde çalışıyor iken geminin devri söz konusu olmuşsa yeni işverene karşı ileri süreceği kıdem tazminatının hesabında eski işveren için çalıştığı süre de hesaba katılır. Deniz İş Hukuku’nda gemi adamı her iki işverene de kıdem tazminatı için başvurabilecektir.
Gemi adamlarının kıdem tazminatı kazanmaları deniz iş sözleşmelerinin ne şekilde sona erdiğine bağlıdır. Gemi adamlarının kıdem tazminatı hesaplamaları Deniz İş Kanunu’na göre yapılmaktadır.
-İşveren tarafından Deniz iş Kanunu’nun 14. Maddesinin 1. Bendinde gösterilen bildirimsiz fesih ve infisah sebepleri dışında,
-Gemi Adamı tarafından Deniz İş Kanunun 14. Maddesinin 2. Ve 3. Bentleri uyarınca, Muvazzaf askerlik hizmetleri dolayısıyla,
-Bağlı bulundukları kanunla kurulu kurum veya sandıklardan yaşlılık, emeklilik veya malullük aylığı ya da toptan ödeme almak amacıyla feshedilmesi,
-Gemi adamının ölümü veya 14. Maddenin 4. Bendi sebebiyle son bulması hallerinde,
Gemi adamının işe başladığı tarihten itibaren iş sözleşmesinin devamı süresinde her geçen bir tam yıl için işveren tarafından gemi adamına otuz günlük ücreti tutarında kıdem tazminatı ödenir.
Deniz İş Kanunu madde 40/I uyarınca “Aynı işveren emrinde veya aynı gemide bir takvim yılı içinde bir veya birkaç hizmet akdine dayanarak en az altı ay çalışmış olan gemi adamı, yıllık ücretli izine hak kazanır” şeklindedir. Yine aynı kanun maddesi gereğince izin süresi altı aydan bir yıla kadar hizmeti olan gemi adamları için on beş günden ve bir yıl ve daha fazla hizmeti olanlar için yılda bir aydan az olamaz.
Bu yasal düzenlemelere ilave olarak, ILO’nun, Gemi adamlarının Yıllık Ücretli İznine İlişkin 146 Sayılı Sözleşmesi de 15.7.2003 tarih ve 4940 sayılı Kanunla onaylanarak yürürlüğe girmiştir. 4857 sayılı Kanun kapsamındaki işçiler yönünden Yıllık Ücretli İzin Yönetmeliği de çıkartılmıştır. ILO’nun 146 sayılı Sözleşmesine göre; çalışma süresi ile orantılı olarak yıllık ücretli izne hak kazanılacaktır (m. 4). Bu nedenle, Deniz İş Kanunu kapsamındaki gemi adamlarının, sözleşmenin sona erdiği hallerde, asgari çalışma sürelerine bağlı olmaksızın, çalışma süreleriyle orantılı olarak yıllık ücretli izne hak kazanacakları kabul edilmelidir
İzin işverenin uygun gördüğü bir zaman diliminde kullanılır ve bu haktan feragat edilemez. Aynı yıl içinde kullanmak ve tarafların rıza göstermesi koşulu ile bir aylık izin ikiye bölünebilmektedir. Gemi adamının sözleşmesi yıllık ücretli izin hakkını kullanmadan sonlanırsa işveren veya işveren vekili izin süresine ait ücreti ödemekle yükümlüdür.
Belirtmek gerekir ki; yıllık izinlerin kullandırıldığının ispat yükü işverene aittir. İşveren yıllık izinlerin kullandırıldığını imzalı izin defteri veya eşdeğer bir belge ile kanıtlamalıdır.
854 sayılı Deniz İş Kanunu’nda, ulusal bayram ve genel tatillerde gemi adamının çalıştırılması durumunda 43. madde düzenlemesi ile “bir iş karşılığı olmaksızın bir günlük ücreti tutarında tatil ücretinin, ücret ödeme şekline bakılmaksızın ayrıca ödeneceği” belirtilmiştir. Bu madde hükmünden çıkan sonuç, ücret ödeme şekline bakılmaksızın gemi adamının çalıştığı ulusal bayram ve genel tatil günü için ayrıca bir ücret alacağıdır.
Haftalık çalışma süresini tamamlayan gemi adamı haftanın geri kalan günlerinde hafta tatili yapar. Liman hizmeti ve şehir hattı gemilerinde gemi adamı haftada altı günden fazla çalıştırılamaz. Hafta tatili gününde çalıştırılan gemi adamına haftanın diğer bir gününde nöbetleşe izin verilir. Haftanın diğer bir günü verilen tatil hafta tatili günü yerine geçer.
Hafta tatilinde çalışmayan gemi adamına bir iş karşılığı olmaksızın o günün ücreti bir gündelik tutarında ödenir.
Hafta tatilinde çalışan gemi adamı çalışmadan hak ettiği hafta tatili ücretine ilaveten çalıştığı hafta tatili günü karşılığındaki bir günlük yevmiyeyi en az % 25 zamlı olarak alır.
854 sayılı Deniz İş Kanun’undaki düzenlemeler ve genel hükümler dikkate alındığında, Kanun’da açıkça dile getirilmese de ücretli hafta tatili günleri (m. 41, 42), ücretli ulusal bayram ve genel tatil günleri (m. 43) ile yıllık ücretli izin süreleri de (m. 40) çalışılmış̧ gibi kabul edilmelidir.
Gemi adamlarının işçilik alacakları bakımından, kıdem ve ihbar tazminatının (sözleşmesi feshedilen ve gerekli şartları oluşan gemi adamı kıdem tazminatına ve ihbar tazminatına hak kazanabilir.) yanı sıra yıllık ücretli izin alacağı, hafta tatili ücreti alacağı, genel tatil ücreti alacağı, gemi adamı bakiye kalan ücret alacağı ve fazla mesai ücret alacağıdır.