Ergin Kılınma Davası (Kaza-i Rüşt)

 

1. Ergin Kılınma Davasının Hukuki Temeli Nedir?

Ergin kılınma davasının hukuki temeli Türk Medeni Kanunu’nun 12.maddesinde düzenlenmiştir. Söz konusu ergin kılınma davasının hukuki temelini oluşturan hükme göre TMK md.12: “on beş yaşını dolduran küçük, kendi isteği ve velisinin rızasıyla mahkemece ergin kılınabilir.” şeklindedir.

Erginlik nedir sorusuna Türk Medeni Kanunu’nda cevap bulabilmekteyiz.

Türk Medeni Kanunu Madde 11: "Erginlik on sekiz yaşın doldurulmasıyla başlar. Evlenme kişiyi ergin kılar." şeklindedir.

Ancak bu davanın hukuki temelini oluşturan söz konusu madde haricinde de birtakım hukuki kavramları açıklamakta fayda olacaktır.

1.1 Fiil Ehliyeti

Türk Medeni Kanunu’nun 8.maddesine göre; herkes hak ve ehliyetine sahipken fiil ehliyetine sahip olabilmek için kişilerde birtakım şartların mevcudiyeti aranmaktadır.

Fiil ehliyeti, bir kişinin kendi iradesi ile yaptığı fiil ve hareketler sonucunda hak sahibi olması veya borç altına girebilmesidir. Bu husus ise Türk Medeni Kanunu’nun 9.maddesinde düzenlenmiştir.

TMK md.9: “fiil ehliyetine sahip olan kimse, kendi fiilleriyle hak edinebilir ve borç altına girebilir.”

Bu madde hükmüne göre fiil ehliyetine sahip kişiler yani tam ehliyetliler hukuki işlem yapabilir, hak sahibi olabilir ve borç altına girebilmektedir.

Türk Medeni Kanunu’nun 10.maddesi ise; “Ayırt etme gücüne sahip ve kısıtlı olmayan her ergin kişinin fiil ehliyeti vardır.” şeklindedir

Fiil ehliyetine sahip olmak için aranan koşullar ise şunlardır:

1.1.1 Ergin (Reşit) Olmak,

1.1.2 Ayırt Etme Gücüne Sahip Olmak,

1.1.3 Kısıtlı Olmamak,

 

2. Ergin Kılınma (Kaza-i Rüşt) Kararı Nasıl Alınır?

Ergin kılınmak isteyen kişi karar tarihinde on beş yaşını bitirmiş olmalıdır.

Mümeyyiz (ayırt etme gücü) olmalıdır. Ayırt etme gücü mevcut olan küçükler ile kısıtlılar sınırlı ehliyete sahiptirler. Bunlar kanuni temsilcilerinin rıza veya sonradan onayları ile hukuki işlem yapabilmektedir.

TMK md.345 gereğince küçüğün menfaati gerektiriyorsa ergin olmayan kişiye kayyım atanmalıdır. Fakat bu halde olanlar kendilerini borç altına sokmayan işlemleri tek başlarına yapabilirler ve kişiye sıkı sıkıya bağlı haklarını tek başlarına herhangi bir izne veya rızaya dayanmaksızın kullanabilmektedirler.

Ergin kılınmak isteyen kişinin ergin kılınmaya rızası olmalıdır. Bu rıza, ergin kılınmak isteyen kişi tarafından yazılı olarak ya da bizzat sözlü olarak mahkemeye bildirilmelidir.

Ergin kılınmak isteyen küçük velayet altındaysa velisinin izni, vesayet altındaysa vesayet makamının yani Sulh Hukuk Mahkemesinin ve denetim makamının yani Asliye Hukuk Mahkemesinin izni gerekmektedir.

Ayrıca ergin kılınmak isteyen küçüğün ergin kılınmakta menfaatinin bulunması gerekmektedir.

Ergin kılınma kararı kesin bir karardır. Bu nedenle kişi ergin kılındıktan sonra erginlik kararı geri alınamamaktadır.

 

3. Ergin Kılınma Davasında Görevli ve Yetkili Mahkeme

Ergin kılınma davasında, ergin kılınmaya karar verecek olan yetkili mahkeme, ergin kılınmak isteyen küçüğün yerleşim yeri mahkemesidir.

Ergin kılınma davasında, ergin kılınmaya karar verecek olan görevli mahkeme ise söz konusu dava çekişmesiz yargı işlerinden olduğundan sulh hukuk mahkemesidir.

Bu nedenle ergin kılınma davasında yetkili ve görevli mahkeme; ergin kılınmak isteyen küçüğün yerleşim yerindeki sulh hukuk mahkemesidir.

 

4. Ergin Kılınma (Kazai Rüşt) Davasının Tarafları

Ergin kılınma davalarında davacı taraf, ergin kılınmak isteyen kişinin fiil ehliyeti olmadığından bu kişinin velisi veya vasisi davacı olacaktır. Türk Medeni Kanunu’nda kazai rüşt davası hasımsız davalardan birisi olarak sayıldığından bu davada davalı taraf bulunmayacaktır.

 

4. Ergin Kılınma Davası ile ilgili Yargıtay Kararları

 

Ergin Kılınma Davasında Görevli Mahkeme Sulh Hukuk Mahkemesidir.

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2014/14536 E., 2014/14877 K.

“Kanunda çekişmesiz yargı işlerinin neler olduğu, 6100 sayılı HMK’nın 382/1 maddesine göre; " Çekişmesiz yargı, hukukun, mahkemelerce, aşağıdaki üç ölçütten birine veya birkaçına göre bu yargıya giren işlere uygulanmasıdır." hükmü ile "ilgililer arasında uyuşmazlık olmayan hâller, ilgililerin, ileri sürülebileceği herhangi bir hakkının bulunmadığı hâller ve hâkimin resen harekete geçtiği hâller..." olmak üzere bu üç ölçütle genel çerçevesi belirlenerek mümkün olduğunca çekişmesiz yargı işleri sayılarak belirtilmiştir.

Ancak bu sayma sınırlı olmadığından yasa maddesinde sayılmayan fakat çekişmesiz yargı ölçütlerini taşıyan diğer işlerin de çekişmesiz yargı işi olarak kabulü gerekir. Yani 382. maddede sayılmamakla beraber çekişmesiz yargı ölçütlerinden birini veya birkaçını taşıyan bir iş de çekişmesiz yargı işi olarak değerlendirilmelidir.

Ergin kılınma kararı verilmesi istemine ilişkin davada, 4721 Sayılı TMK'nın 12. maddesi gereğince velinin başvurusu üzerine ergin kılınmaya karar verilmesi talep edilmekte olup bu tür davalarda davacılar ile herhangi bir kurum ya da kişi arasında bir uyuşmazlık olmaması nedeniyle hasım yer almamaktadır.

Ayrıca 6100 Sayılı HMK'nın 382/2-a-1 maddesinde ergin kılınma kararı verilmesine ilişkin dava çekişmesiz yargı işlerinden sayılmıştır. Aynı yasanın 383. maddesine göre, çekişmesiz yargı işlerinde aksine bir düzenleme bulunmadığı sürece sulh hukuk mahkemesi görevli olduğundan uyuşmazlığın Sulh Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir.”

 

Vesayet Altındaki Kişinin Ergin Kılınabilmesi İçin Vesayet ve Denetim Makamlarından İzin Alınması Gerekmektedir.

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2004/14068 E., 2004/15983 K.

“4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 12. maddesi hükmüne göre onbeş yaşını dolduran küçük, kendi isteği ve velisinin rızasıyla mahkemece ergin kılınabilir. Aynı Kanunun 463. maddesinde vesayet makamının izninden sonra denetim makamının da izninin gerekli olduğu haller düzenlenmiş olup, vesayet altındaki kişinin ergin kılınması hali de bunlar arasında sayılmıştır. Mahkemece, vesayet ve denetim makamlarından izin alınmaksızın küçüğün ergin kılınmasına karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.”