İmar Kirliliğine Neden Olma Suçu ve Cezası

 

 

1. İmar Kirliliğine Neden Olma Suçu ve İmar Kirliliğine Neden Olma Suçunun Cezası

 

İmar Kirliliğine Neden Olma Suçu

Madde 184-

(1) Yapı ruhsatiyesi alınmadan veya ruhsata aykırı olarak bina yapan veya yaptıran kişi, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(2) Yapı ruhsatiyesi olmadan başlatılan inşaatlar dolayısıyla kurulan şantiyelere elektrik, su veya telefon bağlantısı yapılmasına müsaade eden kişi, yukarıdaki fıkra hükmüne göre cezalandırılır.

(3) Yapı kullanma izni alınmamış binalarda herhangi bir sınai faaliyetin icrasına müsaade eden kişi iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(4) Üçüncü fıkra hariç, bu madde hükümleri ancak belediye sınırları içinde veya özel imar rejimine tabi yerlerde uygulanır.

 (5) Kişinin, ruhsatsız ya da ruhsata aykırı olarak yaptığı veya yaptırdığı binayı imar planına ve ruhsatına uygun hale getirmesi halinde, bir ve ikinci fıkra hükümleri gereğince kamu davası açılmaz, açılmış olan kamu davası düşer, mahkum olunan ceza bütün sonuçlarıyla ortadan kalkar.

(6) İkinci ve üçüncü fıkra hükümleri, 12 Ekim 2004 tarihinden önce yapılmış yapılarla ilgili olarak uygulanmaz.

 

Madde metninde imar mevzuatında belirlenen usul ve koşullara aykırı olarak inşa faaliyetinde bulunmak, suç olarak tanımlanmıştır.

TCK 184/1. fıkradaki suç, yapı ruhsatiyesi alınmadan veya ruhsata aykırı olarak bina yapmak veya yaptırmakla oluşur. Böylece, sadece binayı inşa eden yüklenici, taşeron, usta veya kalfa değil; inşaatın sahibi de bu suçtan dolayı fail olarak sorumlu tutulacaktır. Ayrıca, bu tür inşa faaliyetlerine kontrol ve denetim hizmeti veren teknik kişiler de bu suçtan dolayı fail sıfatıyla cezalandırılacaktır.

TCK 184/2. fıkrada; yapı ruhsatiyesi olmadan başlatılan inşaatlar dolayısıyla kurulan şantiyelere elektrik, su veya telefon bağlantısı yapılması ya da bu hizmetlerden yararlanılmasına müsaade edilmesi, ayrı bir suç olarak tanımlanmıştır.

TCK 184/3. fıkrada ise, yapı ruhsatiyesine dayalı olarak yapılmış olsun veya olmasın, yapı kullanma izni alınmamış binalara elektrik, su, telefon veya gaz bağlantısı yapılması veya bu hizmetlerden yararlanılmasına müsaade edilmesi, ayrı bir suç olarak tanımlanmıştır.

TCK 184/4. fıkraya göre, yapı kullanma izni alınmamış binalarda her- hangi bir sınai veya ticari faaliyetin icrasına müsaade edilmesi, ayrı bir suç oluşturmaktadır.

TCK 184/5. fıkrada bu madde hükümlerinin uygulanma alanı ile ilgili sınırlama getirilmiştir. Bu madde hükümleri ancak belediye sınırları içinde veya özel imar rejimine tabi yerlerde uygulanabilecektir. Örneğin organize sanayi bölgeleri, özel imar rejimine tabi bölge niteliği taşımaktadır. Ancak, sınai ürünlerin üretiminin yapıldığı tesisler açısından bu sınırlama kabul edilmemiştir. Bu bakımdan, köy sınırları içinde inşa edilen, sınai ürünlerin üretiminin yapıldığı tesisler açısından da bu madde hükümleri uygulanabilecektir.

TCK 184/6. fıkra maddeye 27.05.2005 tarih ve 5357 Sayılı Kanun 21. maddesi ile eklenmiştir. Buna göre; bu maddenin ikinci ve üçüncü fıkra hükümleri, 12 Ekim 2004 tarihinden önce yapılmış yapılarla ilgili olarak uygulanmayacaktır. Çünkü, maddenin ikinci fıkrasında; yapı ruhsatiyesi olmadan başlatılan inşaatlar dolayısıyla kurulan şantiyelere elektrik, su veya telefon bağlantısı yapılması ya da bu hizmetlerden yararlanılmasına müsaade edilmesi, suç olarak tanımlanmıştır. Keza, üçüncü fıkraya göre, yapı kullanma izni alınmamış binalarda herhangi bir sınai faaliyetin icrasına müsaade edilmesi, ayrı bir suç oluşturmaktadır.

Ceza kanunlarının zaman bakımından uygulama alanına ilişkin kuralların gereği olarak; bu madde hükümlerinin yürürlük tarihinden önce yapımı tamamlanmış olan ruhsatsız veya ruhsata aykırı binalarla ilgili olarak, bu suç dolayısıyla cezalandırma yoluna gidilemez.

Yukarıda da değindiğimiz üzere; Kanuni düzenlemede yer alan ilk üç fıkrada yer alan suç, birbirinden farklı ve bağımsız suçlardır. TCK 184/4. Fıkrasındaki düzenleme doğrultusunda ilk iki fıkrada yer alan, yapı ruhsatiyesi alınmadan veya ruhsata aykırı bina yapan ve yaptıran kişiler ile bu inşaatlarda kurulan şantiyelere elektrik, su, telefon bağlantısı yapılmasına müsaade edilmesi suçunun ancak belediye sınırları içerisinde veya özel imar rejimine tabi yerlerde bulunan taşınmazlar açısından uygulanacağına dikkat edilmelidir.

TCK da 184/5. maddede mevcut düzenlemeye göre, kişi eğer ruhsatsız ya da ruhsata aykırı yaptırdığı binayı imar planına veya ruhsatına uygun hale getirir ise hakkında açılmış kamu davası var ise bu dava düşer, mahkum olunan ceza tüm sonuçlarıyla ortadan kalkar. Bu sayede faile, yol açtığı zararı telafi etmesi durumunda bu davranışının lehine sonuçlar yaratması amaçlanmıştır.

İmar kirliliğine neden olma suçunda hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükümlerinin uygulanması gerekip gerekmediği ile ilgili olarak diyebiliriz ki; fail hakkında hükmolunan ceza kesinleşse dahi suça konu binanın imar planına veya ruhsatına uygun hale getirilmesi halinde bir süre şartı aranmaksızın ceza bütün sonuçlarıyla ortadan kalkacak açılmış olan kamu davasının yine süre şartı aranmaksızın düşmesine karar verilecektir. Binayı imar planına ve ruhsatına uygun hale getirerek özel düzenlemeden yararlanma imkanı bulunan fail hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının uygulanma imkanı bulunmamaktadır.

Yani özetle, TCK 184/5. maddesinin gereğini yerine getirmeyen, imar kirliliğine neden olma suçunu işleyen sanık hakkında HAGB uygulanması mümkün değildir.

 

2. İmara Aykırı Yapı Nasıl Araştırılır?

 

Mahkemece imara aykırı yapı şu şekilde araştırılmaktadır:

Mahallinde fen ve inşaat bilirkişisi refakati ile keşif yapılarak veya bütün beyanlar ile fotoğraflar değerlendirilerek söz konusu imalatın yapım tarihinin 31/12/2017 tarihi öncesinde mi yoksa sonrasında mı olduğu her türlü kuşkudan uzak bir şekilde belirlenmelidir. Ardından sanığın 3194 sayılı İmar Yasanın geçici 16. maddesinden faydalanıp faydalanamayacağı hususunda hukuki durumunun zorunluluk olarak mahkemesince değerlendirilmelidir.

Yine, 7143 sayılı Kanunla eklenen 3194 sayılı İmar Kanunu'nun geçici 16. maddesi gereğince ruhsatsız binayla ilgili yapı kayıt belgesi aldığın- dan bahisle düşme kararı verilebilmesi için, ancak bu kanun maddesinde "Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve yetkilendireceği kurum ve kuruluşlara 31/10/2018 tarihine kadar başvurulması, bu maddedeki şartların yerine getirilmesi ve 31/12/2018 tarihine kadar kayıt bedelinin ödenmesi halinde Yapı Kayıt Belgesi verilebilir." Şeklindeki düzenleme karşısında ilgili bakanlıktan sanığın suça konu bina ile ilgili usule uygun yapı kayıt belgesi alıp alınması ve bunun sorulup dosyaya ibraz ettirilmesi gerekir. Yoksa karar Kanuna aykırı olacaktır.

Davaya konu yapının 31/12/2017 tarihinden önce yapıldığı kesin olarak tespit edildikten sonra İmar Kanunu’nun 5. maddesi kapsamında bina niteliğinde olup olmadığı hususunda dosya kapsamındaki fotoğraflar değerlendirilerek veya gerekirse bilirkişi raporu alınarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekir.

 

3. İmar Kirliliğine Neden Olma Suçunda Özel Olarak Araştırılması Gerekenler

 

İmar kirliliğine neden olmak suçunda özel olarak şu hususlar araştırılmalıdır.

Bina kavramı; Kendi başına kullanılabilen, üstü örtülü ve İnsanların içine girebilecekleri ve insanların oturma, çalışma eğlenme veya dinlenmelerine veya ibadet etmelerine yarayan, Hayvanların ve eşyaların korunmasına yarayan yapılar olduğuna göre;

Taşıyıcı unsuru etkileyen ve/veya İnşaat alanını ve Ruhsat eki projelerini değiştiren işlemler olup olmadığı hususlarında keşif yapılıp, bilirkişiden rapor ve/veya ek rapor alınarak sonucuna göre, sanıkların hukuki durumlarının tayin ve takdiri gerekecektir.

Çünkü 3194 sayılı İmar Kanunu'nun 21/3 maddesine göre;

Derz,

İç ve dış sıva,

Boya, badana,

Oluk, dere, doğrama, döşeme ve

Tavan kaplamaları, elektrik ve

Sıhhi tesisat tamirleri ile

Çatı onarımı ve kiremit aktarılması ve

Yönetmeliğe uygun olarak mahallin hususiyetine göre belediyelerce hazırlanacak imar yönetmeliklerinde belirtilecek taşıyıcı unsuru etkilemeyen diğer tadilatlar ve tamiratlar, ruhsata tabi değildir.

 

4. İmar Kirliliğine Neden Olmak Suçuna Somut Örnekler

4.1. Balkonunu Kapatması

Sanığın Balkonunu Kapatması; Konuta ruhsatta belirtilenin dışında yeni bir alan kazandırmadığı ve bina niteliğinde olmadığı için imar kirliliğine neden olma suçunun oluşmayacaktır. Yani balkon kapatma bina niteliği vermez.

İdari Yaptırım Gerektiren Eylem; Yukarıda da belirtildiği üzere sanığın balkonu kapatması eyleminin konutunda ruhsatta belirtilenin dışında yeni bir alan kazandırmadığı ve bina niteliğinde olmadığı için imar kirliliğine neden olma suçunun oluşmadığı ancak idari yaptırıma konu olabilecek eylem niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır.

4.2. Mücavir Alan

İmar kirliliğine neden olma suçunda; mücavir alanda suçun oluşmayacağı gözetilerek, suça konu yerin belediye sınırları içinde veya özel imar rejimine tabi yerlerden olup olmadığı konusunda araştırma yapılarak, buna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekir.

4.3. Hazineye Ait Taşınmazı İşgal Etmek

Hazineye ait taşınmazı işgal etmek eyleminde, taşınmazın özel imar rejimine tabi yerde olup olmadığı ve binanın yapım tarihinin araştırılmasının gerekeceği, imar kirliliğine neden olma suçu ve kıyı kanunu uyarınca da sanığın hukuki durumunun her iki kanun ve durum açısından birlikte değerlendirilmesini gerektirecektir. Bu durumda somut adli vakıa olarak imar kirliliğine neden olmak bağlamında, hazineye ait taşınmazı beton koymak suretiyle işgal etmek, taşınmazın özel imar rejimine tabi yerde olup olmadığı ve binanın yapım tarihinin araştırılacaktır.

Bu araştırmalar sonucunda hakkı olmayan yere tecavüz eylemi, fiilin kabahat oluşturması halinde Kabahatler Kanunu'na göre mahkemece idari yaptırım kararı verilmesini gerektirecektir. Bu durumda idari yaptırım kararına mülki amirin karar vereceği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilemeyecektir.

4.4. Bölümleri Ayrılarak Bina Vasfını Taşımayan Değişiklikler

İmar kirliliğine neden olma suçu yönünden, mevcut bina içerisinde herhangi bir taşma olmaksızın binanın bölümleri ayrılarak bina vasfını taşımayan değişiklikler yapılmasının bu suçu oluşturmayacaktır. Ancak bina vasfı kazanan yani yapılan ruhsatsız bölümün bina vasfında bulunması durumunda imar kirliliğine neden olma suçunun gerçekleştiğinden bu suç oluşacaktır.

Örneğin; sanık tarafından kiracı sıfatı ile kullanılan dükkan içerisinde bulunan asma katın arka yola bakan galeri boşluğuna ilave döşeme yapılarak asma kat alanına dahil edilmiş, ancak yapılan işlemlerin hepsinin daha önce mevcut dükkan alanı içerisinde yapıldığı, bu büyütmenin bina dışına taşmadığı ve diğer ana yapının ortak yerler kapsamına giren bölümlerine tecavüz etmediği, bağımsız bölüm hacmi içinde bir değişiklik yapıldığı ve bağımsız bölümün dış noktaları olan hacminin dışına bir taşma yapılmadığı, yapılan bölümlerin bu hali ile imar mevzuatına aykırı ise de, TCK. 184. maddesinde belirlenen bina vasfında kabul edilemeyecektir.

TCK 184. maddesinde söz konusu yapılan ruhsatsız bölümün bina vasfında bulunması gerektiği suçun unsuru olarak kabul edilmiş olduğundan, mevcut bina içerisinde herhangi bir taşma olmaksızın binanın bölümleri ayrılarak bina vasfını taşımayan değişiklikler yapılmasının bu yasa maddesi kapsamında kabul edilmesinin mümkün görülmediği anlaşılmış ise bu durumda sanığın imar kirliliğine neden olma suçu yönünden beraatine karar vermek gerekecektir.

 

5. Ruhsatsız Yapının Ruhsata Uygun Hale Getirilmesi Halinde İmar Kirliliğine Neden Olma Suçu

 

İmar kirliliğine neden olma suçunda, ruhsatsız yapının ruhsata uygun hale getirilmesi nedeniyle kamu davasının düşmesine karar verildiği takdirde yargılama gideri ve bu kapsamda vekalet ücretinden sanığın sorumlu tutulamayacaktır.

 

6. İmar Kirliliğine Neden Olmak Suçunda Etkin Pişmanlık Mümkün Müdür?

 

İmar kirliliğine neden olmaak suçunda ruhsatsız yapıyı kaldıran sanık hakkında, yıkım masraflarını kendisinin karşılaması halinde TCK 184/5. maddesine göre eski hale getirme nedeniyle etkin pişmanlık hükümleri uygulanarak düşme kararı verilmesi gerekir Buna göre imar kirliliğine neden olma suçunda etkin pişmanlık mümkündür.

Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun bir kararında;

TCK 184/5. maddesine göre, ruhsatsız binanın yıkılmak suretiyle eski hale getirilmesi mümkündür. Bu durumda da sanık hakkında etkin pişmanlık hükümleri uygulanabilecektir. Ancak bina belediye tarafından yıkılmış ise, sanık hakkında bu hükmün uygulanabilmesi için yıkım masraflarının iradi olarak karşılanması gerekir.

Emsal kararı dikkate alındığında, somut adli olayda örneğin;

Fail/sanığın ruhsatsız binayı kaldırdığının ve imara aykırılığın giderildiğinin belirtilmesi gerekir. Bunun için de yapılan kolluk araştırmasında bina ve kalıntılarının tamamen kaldırılmış olduğunun tutanak ve fotoğraflarla tespit edilmesi gerekir. Sonra da öncelikle suça konu yapının yıkımının kim tarafından gerçekleştirildiğinin kuşkuya ver vermeyecek şekilde belirlenmesi gerekir ki; bunun sonucuna göre de eğer belediye tarafından yıkıldığının tespit edilir ise, bu durumda sanığın, TCK 184/5. maddesindeki düzenlemeden faydalanabilmesi için,

Binanın yıkılması amacıyla belediyeye bir başvurusu olup olmadığı, Yıkım masraflarını karşılayıp karşılamadığı, Sanığa yıkım masrafları açısından Belediye tarafından bildirimde bulunulup bulunulmadığı, hususlarının ayrıntılı şekilde araştırılması gerekir.

Şayet Belediyeye bildirimde bulunulmadığının tespiti halinde gerekli ihtaratın da yapılarak sanık hakkında TCK 184/5. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının değerlendirilmesi gerekir.

Ayrıca, ruhsatsız yapıyı kaldıran sanık hakkında, yıkım masraflarını kendisinin karşılaması halinde TCK 184/5. maddesine göre eski hale getirme nedeniyle etkin pişmanlık hükümleri uygulanarak düşme kararı verilmesi gerekir.

İmar kirliliğine neden olmak suçunda, sanığın kast veya taksirinin bulunmadığı gerekçesiyle beraat kararı verilmesi Kanuna aykırı olacaktır.