Israrlı takip suçunun oluşabilmesi için, ısrarlı bir şekilde fiziken takip etmek ve yine ısrarlı bir şekilde haberleşme ve iletişim araçlarını, bilişim sistemlerini veya üçüncü kişileri kullanarak temas kurmaya çalışmak suretiyle mağdurda ciddi bir huzursuzluk oluşmasına ya da kendisinin veya yakınlarından birinin güvenliğinden endişe duymasına neden olunması gerekmektedir.
Israrlı takip suçunu ve cezasının mevcut olduğu maddenin gerekçesine göre bu düzenlemenin amacı, mağdurun maddi ve manevi kişiliğine veya vücut bütünlüğüne yönelik daha ağır fiiller ortaya çıkmadan önceki aşamada ısrarlı takip fiillerinin orantılı bir yaptırıma bağlanmasıdır. Yine gerekçeye göre düzenlemenin hedefi, özellikle kadına yönelik şiddet içeren suçlar işlenmeden önce ısrarlı takip fiilleriyle etkin mücadele edilmesi ve mağdurların korunmasıdır
TCK’nın 123/A. maddesinde farklı bir özellik aranmadığından suçun faili herhangi bir kimse olabilir. Israrlı takip suçunun ortaya çıkışı, bizatihi kadına yönelik erkek şiddetinin bir ürünü olsa da bu suçun temel şekli özgü suç değildir. Nitelikli haller bakımından ise farklı bir durum söz konusudur.
Israrlı takip suçunun soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlıdır. Fakat belirtmek gerekir ki ısrarlı takip suçu uzlaşma kapsamında değildir (CMK md 253/3).
Israrlı takip, İngilizce’de son zamanlarda sık sık duyduğumuz ‘‘stalking’’ kelimesinin karşılığıdır. Ülkemizde özellikle sosyal medya kullanıcılarının aşina olduğu bu kelime, bir kişiyi onun rızası olmaksızın sürekli bir şekilde gözetlemek anlamına gelmektedir. Nitekim teknolojinin gelişmesiyle birlikte sosyal medya üzerinden işlenen suçlar da artış göstermektedir.
Kabaca tanımlamak gerekirse ısrarlı takip; tekrarlanan davranışlarla mağdurun takip ve taciz edilmesinin neticesinde korku duymasıdır. Bir başka tarife göre bu eylem; fail tarafından ısrarlı olarak gerçekleştirilen ve mağdurun kendisinin veya yakınlarının güvenliğine yönelik korku duymasına sebebiyet verecek nitelikteki rahatsız edici davranıştır.
Israrlı Takip Suçu ve Cezası
MADDE 123/A:
“(1) Israrlı bir şekilde; fiziken takip etmek ya da haberleşme ve iletişim araçlarını, bilişim sistemlerini veya üçüncü kişileri kullanarak temas kurmaya çalışmak suretiyle bir kimse üzerinde ciddi bir huzursuzluk oluşmasına ya da kendisinin veya yakınlarından birinin güvenliğinden endişe duymasına neden olan faile altı aydan iki yıla kadar hapis cezası verilir.
(2) Suçun;
a) Çocuğa ya da ayrılık kararı verilen veya boşandığı eşe karşı işlenmesi,
b) Mağdurun okulunu, işyerini, konutunu değiştirmesine ya da okulunu veya işini bırakmasına neden olması,
c) Hakkında uzaklaştırma ya da konuta, okula veya iş yerine yaklaşmama tedbirine karar verilen fail tarafından işlenmesi, halinde faile bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası verilir.
(3) Bu maddede düzenlenen suçun soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlıdır. “
Israrlı takip suçu, Israrlı bir şekilde; fiziken takip etmek ya da haberleşme ve iletişim araç- larını, bilişim sistemlerini veya üçüncü kişileri kullanarak temas kurmaya çalışmak suretiyle bir kimse üzerinde ciddi bir huzursuzluk oluşmasına ya da kendisinin veya yakınlarından birinin güvenliğinden endişe duymasına neden olmak suç olarak tanımlanmıştır.
Israrlı takip suçunu ve cezasının mevcut olduğu maddenin gerekçesine göre bu düzenlemenin amacı, mağdurun maddi ve manevi kişiliğine veya vücut bütünlüğüne yönelik daha ağır fiiller ortaya çıkmadan önceki aşamada ısrarlı takip fiillerinin orantılı bir yaptırıma bağlanmasıdır. Yine gerekçeye göre düzenlemenin hedefi, özellikle kadına yönelik şiddet içeren suçlar işlenmeden önce ısrarlı takip fiilleriyle etkin mücadele edilmesi ve mağdurların korunmasıdır
TCK’nın 123/A. maddesinde farklı bir özellik aranmadığından suçun faili herhangi bir kimse olabilir. Israrlı takip suçunun ortaya çıkışı, bizatihi kadına yönelik erkek şiddetinin bir ürünü olsa da bu suçun temel şekli özgü suç değildir. Nitelikli haller bakımından ise farklı bir durum söz konusudur.
Israrlı takip suçunun soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlıdır. Fakat belirtmek gerekir ki ısrarlı takip suçu uzlaşma kapsamında değildir (CMK md 253/3).
Israrlı Takip Suçunun düzenlendiği maddenin gerekçesi şu şekildedir;
“Israrlı takip suçu, başta Almanya, Avusturya, Fransa, Belçika ve İtalya olmak üzere bazı hukuk sistemlerinde düzenlenmiş olup, bu suçun tanımı ülkeden ülkeye belirgin farklılıklar göstermekte, ilgili ülkenin sosyal ve kültürel yapısı ile suç ve ceza politikası, bu suçun unsurları ile yaptırımının belirlenmesinde etkili olmaktadır.
Teklife göre, bu suçun oluşabilmesi için, ısrarlı bir şekilde fiziken takip etmek ve yine ısrarlı bir şekilde haberleşme ve iletişim araçlarını, bilişim sistemlerini veya üçüncü kişileri kullanarak temas kurmaya çalışmak suretiyle mağdurda ciddi bir huzursuzluk oluşmasına ya da kendisinin veya yakınlarından birinin güvenliğinden endişe duymasına neden olunması gerekmektedir.
Bu takip olgusu, mağdurun fiziki olarak izlenmesi şeklinde gerçekleştirilebileceği gibi haberleşme ve iletişim araçları, bilişim sistemleri veya üçüncü kişileri kullanarak mağdurla temas kurulmaya çalışılması şeklinde de ortaya çıkabilecektir. Fiziki takibin mutlaka mağdurun peşinden gitmek şeklinde gerçekleşmesi şart değildir. Bunun yanı ortamlarda yanına yaklaşması ve böylece kendisini sürekli olarak mağdura görünür kılmaya çalışması halinde de takip olgusu gerçekleşecektir. Bu kapsamda iş yeri, okul, çarşı, pazar ve benzeri yerlerde sıklıkla mağdurun karşısına çıkılması veya takip edildiğinin hissettirilmesi ya da konutunun önünde, sokağının girişinde beklenmesi gibi fiillerin yanı sıra, failin farklı zaman ve mekanlarda mağdurun karşısına çıkması, onun bulunduğu ortamlara girip çıkmasının ve ölçüsüz biçimde ısrarlı takibin tekrarlanması, fiziki takip olarak kabul edilebilecektir.
Bunun yanında ısrarlı takip suçu üçüncü kişileri kullanarak temas kurmaya çalışmak suretiyle de gerçekleştirilebilir. Öte yandan, ısrarlı takip fiili, haberleşme ve iletişim araçlarını veya bilişim sistemlerini ve yaygın kullanımı, bireylerin bu araçlar üzerinden bağlantı kurmasını ve insanların birbirlerini takip edebilmesini kolaylaştırmaktadır.
Teknolojideki hızlı gelişmeler, haberleşme ve iletişim araçları ve bilişim sistemleri insanların birbirini takip edebilmeyi de kolaylaştırmıştır. Ne var ki bu araçlar, ısrarlı takip eylemlerinde de sıklıkla kullanılmaktadır. Özellikle bilişim sistemleri alanında üretilen yeni araçlar, faillerin mağdurla iletişime geçme imkân ve yöntemlerini her geçen gün artırmaktadır. Böylece internet üzerinden oluşturulan programlar, uygulamalar ve sosyal mecralar aracılığıyla mektup, faks, kısa mesaj veya e-posta gönderme ya da telefon etmenin yanı sıra failler söz konusu iletişimi kolaylıkla sağlayabilmektedir.
Diğer yandan, ısrarlı takip failleri zaman zaman mağdur ile iletişime geçmek amacıyla üçüncü kişilerden de faydalanmaktadır. Fail mağdurla bizzat iletişim kurmadığı veya kuramadığı hallerde onun yakın çevresindeki kişileri kullanarak mağdura ulaşmaya çalışmaktadır. Hatta fail bazen mağdurun hiç tanımadığı kişileri dahi bu amaçla kullanabilmektedir. Üçüncü kişilerin kullanılmasında fail, bu kişilerin bizzat mağdur ile yüz yüze görüşmelerini sağlayabileceği gibi kendisi yerine bu kişiler tarafından iletişim ve haberleşme araçları veya bilişim sistemlerinin kullanılması suretiyle de mağdurla temas kurulmasını temin etmeye çalışabilecektir.
Israrlı takip suçunun oluşması için, maddede belirtilen seçimlik hareketlerin ısrarlı şekilde yapılması gerekmektedir. Israr, bir düşüncede veya davranışta ayak direme, üsteleme anlamına gelen bir sözcük olup, maddede belirtilen hareketlerin tekrarlanarak yapılmasını ifade etmektedir. Israr, fiilin haksızlık içeriği bakımından cezayı gerekli kılacak boyuta erişmesini ifade eden bir ölçüttür. Haksızlık teşkil eden fiilin makul sayılabilecek ölçülerde gerçekleştirilmesi halinde bu suç oluşmayacaktır. Israrın varlığı bakımından mutlaka aynı hareketin müteaddit defalar tekrarlanması şart değildir. Fail maddede belirtilen seçimlik hareketlerden birini ısrarla tekrarlayabileceği gibi farklı seçimlik hareketleri farklı yer ve zamanlarda tekrarlamak suretiyle de ısrar iradesini gösterebilir. Hâkim, ısrar unsurunun gerçekleşip gerçekleşmediğini somut olayın şartları çerçevesinde tespit edecektir.
Ayrıca bu suçun oluşabilmesi için ısrarlı takip fiilinin mağdurun üzerinde ciddi bir huzursuzluk oluşturmasına ya da kendisinin veya yakınlarından birinin güvenliğinden endişe duymasına neden olması gerekir. Bu durum somut olayda hâkim tarafından belirlenecektir. Bu belirleme yapılırken ısrar fiilinin nicelik ve nitelik itibarıyla mağdur üzerinde ciddi bir huzursuzluk oluşturmasına ya da kendisi veya yakınlarından birinin güvenliğinden endişe duymasına elverişli olup olmadığına bakılacaktır.
Diğer yandan, ısrarlı takip fiilinde mağdur bizzat kendi güvenliğinden endişe duyabildiği gibi failin ısrarla tekrarlanan bu davranışları nedeniyle yakınlarından birinin güvenliğinden de endişe duyabilmektedir. Fail mağdur üzerinde kurmaya çalıştığı baskı nedeniyle kimi zaman mağdurun yakınlarını da hedef alarak hareket etmektedir. Failin, takip ettiği düşüncesini vermek veya kendisiyle görüşmeye ikna etmek amacıyla mağdurun babasının iş yerine ait fotoğrafları çekip mağdura göndermesi buna örnek gösterilebilir.
Ayrıca, ısrarlı takibe konu fiillerin tekrarlanmasına bağlı olarak mağdurun günlük hayatının alışılmış, tekrar eden gereklerini yerine getirmekte zorluk çekmesi nedeniyle olağan yaşamında ciddi değişiklikler yapmak zorunda kalması, bu kapsamda okulunu, işyerini, konutunu değiştirmesi ya da okulunu veya işini bırakması suçun cezayı ağırlaştıran bir hali olarak kabul edilmektedir. Kanunun 123’üncü maddesinde düzenlenen "kişilerin huzur ve sükûnunu bozma suçundan farklı olarak, ısrarlı takip sucunda failin "sırf huzur ve sükûnu bozma maksadıyla" hareket etmesi aranmamaktadır. Israrlı takip suçunun oluşabilmesi için failin kasten hareket etmesi yeterlidir. Failin ısrarlı takip fiilini hangi maksatla gerçekleştirdiğinin suçun oluşması bakımından bir önemi bulunmamaktadır. Failin mağdurla temas kurma veya kendisini hissettirme çabası, duygusal nedenlerden kaynaklanabileceği gibi, yine duygusal nedenlere bağlı olarak mağduru korkutmak ya da baskı altına almak amacıyla da gerçekleşebilecektir. Yine ısrarlı takip suçu, zarar suçu olarak düzenlendiğinden, olarak düzenlenmiş olan 123’üncü maddedeki suçtan ayrılmaktadır.
Belirtmek gerekir ki, ısrarlı takip suçunun işlenmesi sırasında mağdura yönelik gerçekleştirilen fiillerin başka bir suç oluşturması halinde fail, suç teşkil eden bu fiillerden de cezalandırılabilecektir. Örneğin, ısrarlı takip fiili kapsamında mağdura yönelik gerçekleştirilen hareketlerden bir veya birden fazlasının hakaret veya tehdit suçunu oluşturması durumunda ısrarlı takip suçunun yanı sıra işlenen bu suçlardan dolayı da fail ayrıca cezalandırılabilecektir.
Bu suçun faili herkes olabilmekle birlikte çoğunlukla mağdur, daha önceden tanıdığı bir kişinin takibine maruz kalmaktadır. Maddenin ikinci fıkrasıyla, suçun çocuğa ya da ayrılık kararı verilen veya boşandığı eşe karşı işlenmesi ile hakkında uzaklaştırma veya konuta, okula ya da iş yerine yaklaşmama tedbirine karar verilen fail tarafından işlenmesi halleri, cezayı ağırlaştırıcı neden olarak kabul edilmektedir.
Maddenin üçüncü fıkrasıyla, mukayeseli hukuktaki genel uygulama dikkate alınarak, suçun soruşturulması ve kovuşturulmasının mağdurun şikâyetine bağlı olduğu kabul edilmektedir. Ancak, maddede düzenlenen suç, Teklifle 5271 sayılı Kanunun 253’üncü maddesinde yapılması öngörülen değişiklikle uzlaştırma kurumunun kapsamı dışında bırakılmaktadır.
Israrlı takip suçu, seçimlik ve bağlı hareketlidir. Suçun maddi unsurunu iki seçimlik hareket oluşturmaktadır. Bunlardan birincisi; ısrarlı bir şekilde fiziken takip etmek, ikincisi ise (haberleşme ve iletişim araçlarını, bilişim sistemlerini veya üçüncü kişileri kullanarak) ısrarlı bir şekilde temas kurmaya çalışmaktır. Israr, her iki seçimlik hareketin de kurucu unsurudur. Israr yoksa seçimlik hareketlerin varlığını ya da yokluğunu tartışmaya da gerek yoktur. Seçimlik hareketlerin ikisinin birden gerçekleştirilmesi halinde iki suç değil, yine tamamlanmış tek suç oluşacaktır. Seçimlik hareketin bir sonucu olarak, kanunda gösterilenler dışında bir hareketle bu suçun oluşması mümkün olmaz.
Israrlı takip suçu tehlike suçu değil, zarar suçudur; ısrarlı takip suçu da sırf hareket değil, netice suçudur. Israrlı takip suçunun neticesi, mağdur üzerinde ‘ciddi bir huzursuzluk oluşması ya da mağdurun kendisinin veya yakınlarından birinin güvenliğinden endişe duyması şeklindedir.
Israrlı takip suçunun oluşabilmesi için genel kasıt gerekli ve yeterlidir. Yani ısrarlı takip suçunun manevi unsuru kasttır. Ancak illa doğrudan kast olması gerekmez ısrarlı takip suçu olası kasıtla da işlenebilir. Failin ısrarlı takip fiilini hangi maksatla gerçekleştirdiğinin suçun oluşması bakımından bir önemi bulunmamaktadır.
Israr, Israrlı Bir Şekilde Fiziken Takip Etmek, Israrlı Bir Şekilde Temas Kurmaya Çalışmak; söz konusu hareketlerin biri veya birkaçının gerçekleşmesi halinde ısrarlı takip suçu işlenmiş olabilecektir.
Israrlı takip suçunun teşebbüs aşamasında kalması mümkündür. Diğer deyişle, failin fiziki takibe ya da iletişim araçları yani üçüncü kişi vasıtasıyla temas kurmak için çalışmaya başlamasına rağmen neticenin elinde olmayan nedenlerle meydana gelmemesi söz konusu olabilir. Yine, fail hareketlerini tamamlamış ancak mağdur bundan hiç etkilenmemiş olabilir. Bütün bunlar eylemin teşebbüs aşamasında kalması sonucunu doğurur. Çünkü Kanun, huzur ve sükunu bozma suçundan farklı olarak bu suçun tamamlanması için mağdurda huzursuzluk veya endişe doğmasını aramaktadır. Yani ısrarlı takip hareketlerinin yapılmış olması suçun tamamlanması için yeterli değildir.
Israrlı takip suçu, genellikle tek kişi tarafından işlenir. Ancak, suçun iştirak halinde işlenmesinin önünde bir engel yoktur. Birlikte suç işleme kararı çerçevesinde bu suçu işleyenler, yani fiil üzerinde müştereken hâkimiyet kuranlar müşterek fail olarak sorumlu tutulmalıdır. Birlikte suç işlemek kararı çerçevesinde bir gün biri, öbür gün diğeri mesaj atmak suretiyle mağduru huzursuz edenler de müşterek faildir. Öte yandan, faile takip edeceği adresi bulan, mağdurun telefon numarası iş yeri bilgilerini vs. temin eden kişi ise yardım eden olarak sorumlu olur.
Israrlı takip suçu nedeniyle soruşturma ve kovuşturma yapılması suçun mağdurunun şikayetine bağlıdır. Mağdur olan kişi yani şikayetçi, şikayet hakkını fail ve fiili öğrenmesinden itibaren 6 ay içinde kullanmalıdır. Şikayetten vazgeçme, soruşturma aşamasında soruşturmanın kovuşturmaya yer olmadığına dair kararla sona ermesine, kovuşturma aşamasında kamu davasını düşmesi neticesini doğurur.
Suçun dava zamanaşımı süresi 8 yıldır. Suçun faili daha sonra öğrenilse bile suçun soruşturulması için en geç 8 yıl içinde şikayet edilmesi gerekir.
Israrlı takip suçu, taraflar arasında uzlaşma prosedürü uygulanmasını gerektiren suçlardan değildir. Bu nedenle bu suç açısından uzlaşma hükümleri uygulanamaz.
Israrlı takip suçunun temel şekline göre daha fazla ceza gerektiren halleri şunlardır:
Israrlı takip suçunun çocuğa ya da ayrılık karan verilen veya boşandığı eşe karşı işlenmesi, daha fazla ceza gerektiren nitelikli bir haldir.
Israrlı takip suçunun mağdurun okulunu, işyerini, konutunu değiştirmesine ya da okulunu veya işini bırakmasına neden olması, daha fazla cezayı gerektiren nitelikli bir haldir.
Israrlı takip suçunun hakkında uzaklaştırma ya da konuta, okula veya iş yerine yaklaşmama tedbirine karar verilen fail tarafından işlenmesi, daha fazla cezayı gerektiren nitelikli bir haldir.
Israrlı takip suçunun TCK m.123/A/1’de düzenlenen temel halinin cezası 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezasıdır. Kanunda temel ceza sadece hapis cezası olarak öngörülmüştür. Hakim kanunda çerçevesi çizilmiş takdir yetkisini kullanarak hapis cezasını adli para cezasına çevirebilir.
Israrlı takip suçunun TCK m.123/A/2’de düzenlenen nitelikli halinin cezası bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasıdır.