Kanser hastalarının kullanması gereken akıllı ilaçların SGK tarafından karşılanmaması, hastalar açısından büyük mağduriyetler yaratmaktadır. Yukarıda değindiğimiz üzere, yaşam hakkı Anayasal ve en kutsal haklardan olup sağlık hizmetini sunmak devletin en temel yükümlülüğüdür. Bu nedenle söz konusu dava açılırken izlenecek hukuki yol şu şekildedir:
Dünya çapında kanser hastalığının tedavisinden kullanılan yöntemlerden olan immünoterapi ve akıllı ilaç tedavisinde kullanılan birçok kanser ilacı ne yazık ki ülkemizde günümüz şartlarında Sosyal Sigortalar Kurumu (SGK) tarafından karşılanmamaktadır. İmmünoterapi ve akıllı ilaç tedavileri, kanser hastalarının olağan tedavisinde kullanılan kemoterapi, radyoterapi gibi yöntemlerden olumlu sonuç alınamaması halinde tercih edilmekte ve kanser hastalığının ileri seviyesindeki kanser hastalarına önerilen tedavi türlerindendir.
Akılcı ilaç kullanımı bağlamında; öncelikle hastanın probleminin tanımlanması, yani doktor tarafından hastaya doğru teşhis konulması, sonrasında ise kanser hastasının etkili tedavinin tanımlanması, ilaçlı tedavisi uygulanacaksa kanser hastasına en uygun ilacın seçimi, seçilen ilacın dozunun ve uygulama süresinin belirlenmesi ve uygun reçete yazılması gibi yollar sırası ile izlenmelidir.
Kanser hastalığı tedavilerinde kullanılan akıllı ilaçların aşırı pahalı olması ve SGK tarafından talep edilen ilacın Sağlık Uygulama Tebliği’nde yer almaması gerekçesi ile reddedilmekte, kanser tedavisinde kullanılan akıllı ilaçların birçoğu bu listede yer almadığından hastalar mağdur edilmektedir. Bu şekilde bedelin karşılanmaması nedeniyle birçok kanser hastası geri dönülemez mağduriyetler yaşamakta yahut bahsi geçen ve aşağıda değineceğimiz akıllı ilaçları kullanamadığı için hayatını kaybetmektedir. Tedavilerde kullanılacak olan ilaçların fiyatlarından dolayı kanser hastalarının söz konusu akıllı ilaçlara ulaşamaması günümüz şartlarında ve sosyal devlet ilkesinin geçerli olduğu ülkemizde kabul edilemez bir tutumdur.
Söz konusu tutum nedeniyle, kanser hastalarının tedavilerinde kullanılmakta olan akıllı ilaçların bedelinin karşılanabilmesi için kanser hastası olan kişinin SGK’ya karşı bir dava açması gerekmektedir. Nitekim, Anayasadan temelini almış olan yaşam hakkımızın kutsallığı karşısında son yıllarda kanser hastalarının tedavisinde kullanılan akıllı ilaçların SGK tarafından karşılanması talebiyle açılan davalar kabul görmektedir. Ancak burada dikkat edilmesi ve uyarmamız gereken nokta şudur: Açılan dava neticesinde kısa sürede akıllı ilaç bedelinin SGK tarafından karşılanabilmesi için ihtiyati tedbir kararı alınması ve açılan davanın olumlu sonuçlanabilmesi yani kanser ilacının SGK tarafından karşılanabilmesi için dava öncesinde işlemlerin eksiksiz yapılarak belgelerin de toplanması gerekmektedir. Aksi durumda ihtiyati tedbir kararı geç ya da hiç alınamayabileceği gibi açılmış olan davanın da reddine sebep olunabilir.
SGK’nın karşılamadığı kanser ilaç bedelleri için açılan davanın sonucunun beklenmesi kanser hastasında telafisi imkansız zararlar ortaya çıkabileceği gibi hastanın hayatını kaybetmesiyle de sonuçlanabilir. Bu halde açılan davanın bir anlamı kalmayacağı gibi Anayasal hakkımız olan yaşam hakkının da bir manası kalmamaktadır. Bu nedenle SGK’ya karşı açılan işbu davalarda talep edilmesini önerdiğimiz ve talebi halinde kısa süre içerisinde verilen ihtiyati tedbir kararı hasta açısından vazgeçilmez önem taşımaktadır. İhtiyati tedbir kararının alınması genellikle birkaç gün sürmekte ve alınan ihtiyati tedbir kararı, yargılama boyunca kanser hastasının ilaç masrafının SGK tarafından karşılanmasını sağlamaktadır. Bu nedenle iş ve idare hukuku alanında çalışan bir avukat ile kanser ilacı bedelinin alınabilmesi için açılan dava sürecinizi yürütmenizi tavsiye etmekteyiz.
Yaşam hakkı kapsamında, kanser hastaları için tedavi ve akıllı ilaç temin edilmesinde, hastanın probleminin tanımlanması, hekim tarafından doğru teşhis konulması, sonrasında ise etkili tedavinin tanımlanması, ilaçlı tedavi uygulanacaksa uygun ilacın seçimi, dozunun ve uygulama süresinin belirlenmesi ve uygun reçete yazılması” aranmalıdır. Yaşam hakkı, salt insanın biyolojik-fiziksel yaşamını değil, hukuksal bir değer olarak onun yaşama hakkını da korumayı içerir. Bu halde müvekkilimizin hastalığı hususunda akılcı ilaç kullanımından söz edilmeli, bu kapsamda tedavi ve buna bağlı olarak ilaç giderleri karşılanmalıdır.
Sosyal güvenlik ve yaşam hakkının korunmasında, kişinin sağlığına tedavi ile kavuşması yanında, tedavinin hastalığı tedavi etmese bile yaşamını uzatması, alınacak ilacın yararlı olması, başka bir anlatımla uluslararası sözleşmeler ve akılcı ilaç kullanımı ilkelerinde belirtildiği gibi yapılacak yardımların, korunan kimsenin sağlığını korumaya, çalışma gücünü iadeye ve şahsi ihtiyaçlarını karşılayabilme kabiliyetini artırmaya matuf olması yeterlidir.
Sosyal güvenlik hakkı dayanışma ilkesine dayanır. Sosyal güvenlik insanın biyolojik, doğal ve toplumsal risklere karşı güvence altında olmasıdır. Sosyal güvenlik insanın kaderinin piyasaya ve başkalarının insafına terk edilmemesi demektir. Devletler, kişilerin sağlığını ve yaşamını korumak için tedbirler almak zorundadır. Özellikle yaşam hakkının doğrudan ihlali oluşturabilecek durumlarda devletin, tedaviye ve ilaca erişim/bütçe olanakları şeklinde orantılanmasının geçerli olmadığı kabul edilmektedir. Tedavi veya ilaç temin edilemediği durumlarda kişinin bedensel bütünlüğü bozulacak veya ölüm riski ile karşılaşılacaksa yaşam hakkı kapsamında değerlendirilmekte, bu durumda devletin korumak zorunda olduğu yaşam hakkı kapsamında bir pozitif yükümlülük ortaya çıkmaktadır.
Kanser hastalığının tedavisinde kullanılan ilaçların SGK tarafından karşılanmaması durumunda muadili bulunmayan ve hastanın tedavisi için zorunlu olan ilaçların temini ve ilaç bedellerinin SGK kapsamında karşılanabilmesi için SGK’ya başvuru yapılarak dava açılması gerekmektedir. Söz konusu başvuru ve dava neticesinde SGK tarafından karşılanmayan ilaç bedellerinin karşılanması veya ödenen ilaç bedellerinin hastaya iadesi sağlanmaktadır.
Anayasamızda yer alan Sosyal devlet ilkesi, devletin, vatandaşlarının sağlık konusundaki ihtiyaçlarını giderme yükümlülüğünü de içeren bir ilkedir. Sosyal devlet, toplumun sosyal refahını yükseltmek amacıyla müdahalelerde bulunulmasını öngören bir devlet modelidir. Nitekim Anayasa madde 56: “Devlet herkesin hayatını beden ve ruh sağlığı içinde sürdürmesini sağlama; insan ve madde gücünde tasarruf ve verimi artırarak, işbirliğini gerçekleştirmek amacıyla sağlık kuruluşlarını tek elden planlayıp hizmet vermesini düzenler.” hükmü bulunmaktadır. Bunun yanında Anayasa madde 60: “Herkes, sosyal güvenlik hakkına sahiptir. Devlet, bu güvenliği sağlayacak gerekli tedbirleri alır ve teşkilatı kurar.” hükmü yer almakta böylece sosyal güvenlik hakkının da önemi vurgulanmaktadır.
Devletimizin, vatandaşlarına sunması gereken sosyal güvenlik hakkının kapsamına sağlık hizmetlerinden yararlanma da dahildir. Bu halde kanser hastanın yaşama ve sosyal güvenlik hakkı kapsamında kullandığı veya kullanacağı akıllı ilaçların bedelinin SGK tarafından karşılanması ihtiyaçtan öte bir zorunluluktur.
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 2. maddesine göre “Herkesin yaşama hakkı hukuk tarafından korunur.” Yaşama hakkı, insan yaşamını korur. Yaşama hakkının koruma alanının sınırlarını devletin yükümlülükleri çizer.
Ülkemizin de sözleşmede öngörülen yetkiye dayanarak kabulünü onayladığı 102 sayılı Sosyal Güvenlik (Asgari Standartlar) Sözleşmesi'ne göre her üyenin koruyucu mahiyette veya tedavi şeklinde sağlık yardımları yapılmasını teminat altına alacağı (II. Bölüm Madde 7), yardım yapılacak halin, sebebi ne olursa olsun hastalık hali ile gebelik, doğum ve bunların doğurduğu neticeler olduğu (II. Bölüm Madde 8), hastalık halinde; hekim reçetesiyle lüzum gösterilen ilaçları temin edeceği (II. Bölüm Madde 10.a.III) ve yardımdan faydalananlar veya bunların aile reislerinin, hastalık halinde yapılacak sağlık yardımı masraflarına iştirak ettirilebileceği, ancak bu iştirake taalluk eden esasların ilgiliye ağır bir yük teşkil etmeyecek şekilde tespit edilmesi gerektiği belirtilmiş ve yapılacak yardımların, korunan kimsenin sağlığını korumaya, çalışma gücünü iadeye ve şahsi ihtiyaçlarını karşılayabilme kabiliyetini artırmaya matuf olacağı açıklanmıştır (II. Bölüm Madde 10).
Görüldüğü üzere 102 sayılı sözleşmede düzenlenen sosyal güvenlik hakkı kişi için vazgeçilmez bir temel haktır. Bu kapsamda hastalık halinin tedavisi de temel hak olan yaşam hakkını da ilgilendirdiğine göre Anayasa'nın 90. maddesi uyarınca, onaylanan sözleşme hükümlerine iç hukuk normu olarak bir üstünlük tanınması gerekmektedir.
Sosyal Güvenlik hakkımızı düzenleyen 5510 sayılı Sosyal Sigortalar Ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu amaç olarak “Sosyal sigortalar ile genel sağlık sigortası bakımından kişileri güvence altına almak; bu sigortalardan yararlanacak kişileri ve sağlanacak hakları, bu haklardan yararlanma şartları ile finansman ve karşılanma yöntemlerini belirlemek” olarak açıklanmıştır. Genel Sağlık Sigortası (GSS) kişilerin öncelikle sağlıklarının korunmasını, sağlık riskleri ile karşılaşılması halinde ise oluşan harcamaların finansmanını sağlayan bir sigorta koludur. GSS yalnızca sağlık hizmeti veren bir sigorta kolu olmayıp sağlık hizmetlerinin finansmanını sağlayan bir sigorta koludur. Bu durumda 5510 sayılı Kanun’un 62. maddesine göre SGK için bu hizmet ve hakların finansmanını sağlamak bir yükümlülüktür. Bu kapsamda özellikle Anayasanın 65. maddesinde yer alan; Devletin, sosyal ve ekonomik alanlarda Anayasa ile belirlenen görevlerini, bu görevlerin amaçlarına uygun öncelikleri gözeterek malî kaynaklarının yeterliliği ölçüsünde yerine getirebileceğine ilişkin düzenleme ile; Devlete, Anayasa ile yüklenen ödevler arasında öncelikler gözetilmek suretiyle mali kaynakların yeterliliği ölçüsünde görevlerini yerine getirme imkanı tanınmış olup, bu öncelikler arasında yaşama hakkı da dâhil olmak üzere kişilerin ruh ve fizik sağlığı içinde insana yaraşır bir hayat sürdürmesini sağlama görevinin en öncelikli olduğunu belirtmekte fayda vardır."
Kanser hastalarının kullanması gereken akıllı ilaçların SGK tarafından karşılanmaması, hastalar açısından büyük mağduriyetler yaratmaktadır. Yukarıda değindiğimiz üzere, yaşam hakkı Anayasal ve en kutsal haklardan olup sağlık hizmetini sunmak devletin en temel yükümlülüğüdür. Bu nedenle söz konusu dava açılırken izlenecek hukuki yol özetle şu şekildedir;
a.Endikasyon Dışı İlaç Kullanım Başvurusu (İhtiyari bir yol olduğundan zorunluluk değildir)
b.Sgk’ya Başvuru
c.SGK Tarafından Akıllı İlaç Ücreti Karşılama Talebini İçeren İhtiyati Tedbir Talepli Dava Açılması
Belirtilen aşamalar sırasıyla izlendikten sonra dava açılırken ihtiyati tedbir talebinde bulunulunur. İhtiyati tedbir kararı ile dava sonuçlanıncaya kadar kanser ilaçlarının bedelinin SGK tarafından karşılanması sağlanmaktadır.
Dikkat edilmesi ve dava dilekçesinde bulunması gereken hususlar;
Hastane Raporu: Onkoloji bölümünden alınması gereken bu raporda; kanser hastasına uygulanacak tedavi, ilacın bilgileri, dozu ve uygulama süresi belirli olmalıdır.
Endikasyon Dışı İlaç Kullanım Onayı: Onkoloji uzmanı olan bir doktor tarafından tedavide kullanılacak ilacın belirlenmesinden sonra hastanın tedaviye başlayabilmesi için yine ilgili doktor tarafından Sağlık Bakanlığı Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu’na endikasyon dışı ilaç kullanım başvurusunda bulunulması gerekmektedir. Kurum tarafından verilen onay yazısı da hem SGK’ya başvururken hem de dava açılırken mutlaka ek yapılarak dilekçelerde bulunması gerekmektedir.
Reçete: Rapora istinaden yazılacak reçetede de ilacın ismi, dozu ve süresi yer almalıdır.
Sosyal Güvenlik Kurumu’na Başvuru Dilekçesi: SGK’ya başvuru yapılırken hastane raporu, reçete ve endikasyon dışı ilaç kullanım onayı yukarıda belirttiğimiz şekilde hazırlanarak sunulacak olan dilekçeye ek yapılmalıdır. Dilekçedeki talep açık,anlaşılır ve net olmalıdır.
Sosyal Güvenlik Kurumu’ndan Gelen Ret Yazısı: SGK tarafından, ilacın SGK geri ödeme listesinde bulunmaması, yurt dışı ilaç fiyat listesinde yer almaması, kanser hastalığı türünün Sağlık Uygulama Tebliği’nde açıklanan teşhislerden biri olmaması gibi nedenlerle kanser hastasının başvurusuna ret cevabı verilmektedir. İşte tam da bu ret cevabından sonra SGK’ya karşı ilaç bedelinin karşılanması için dava açılabilmektedir. Aksi durumda kanser ilaç bedelinin karşılanması için açılan dava, dava şartı yokluğundan usulden reddedilecektir.
Ülkemizde onaylanmış endikasyonların dışında veya standart dozların üstünde ilaç kullanımı ile ülkemizde henüz ruhsatlandırılmamış ilaçların şahsi tedavi amacıyla yurt dışından getirtilerek kullanımı hususları “endikasyon dışı ilaç kullanımı” olarak adlandırılmaktadır. Kanser hastasının immünoterapi veya akıllı ilaç tedavisinde kullanılacak ilacın hekimi tarafından belirlenmesinden sonra hastanın tedaviye başlayabilmesi için öncelikle tedavisinde kullanılması gereken ilaç için Sağlık Bakanlığı Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu’na endikasyon dışı ilaç başvurusunda bulunulması gerekmektedir.
Başvuru üzerine kurum tarafından, talep olunan ilacın, ilgili endikasyonda kullanımının uygun olup olmadığı değerlendirilir ve uygunluk onayından sonra ilaç kullanılabilir. Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu tarafından yapılan değerlendirme sonucunda, hastanın tedavisinde kullanılması öngörülen ilaç SGK tarafından karşılanan ilaçlar listesinde olmaması halinde genellikle endikasyon dışı ilaç kullanımı talebi reddedilir. Kurumun endikasyon dışı ilaç başvurusuna ilişkin vereceği karar ilacın kullanılmaya başlanılmasının yanında SGK’ya karşı açılacak olan davalarda sunulması gereken ve ihtiyati tedbir kararı alınmasında önemlidir.
Kanser tedavisinde kullanılacak ilaç bedellerinin karşılanması için SGK ve mahkemeler çoğunlukla Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu’ndan endikasyon dışı ilaç kullanım onayı alınmasını şart koşmakta olup son zamanlarda ise Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu, endikasyon dışı ilaç kullanım onayını vermekten kaçınmaktadır. Ancak üst mahkeme kararlarına göre, kurum tarafından endikasyon dışı ilaç kullanım onayının verilmemesi SGK’ya karşı açılan davaların kabulüne engel değildir. Buna karşın, SGK’ya karşı açılacak davada ihtiyati tedbir talebinin veya davanın endikasyon dışı ilaç kullanım onayı verilmediği gerekçesi ile reddi halinde, öncelikle Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu kararına karşı idare mahkemesinde yürütmenin durdurulması kararı alınabilmektedir.
İlaç masrafının SGK tarafından karşılanması talebiyle açılan davalar, idari işlemin iptali niteliğindedir. Burada iptali istenen idari işlem; SGK tarafından yapılan, gerekli ilacın masrafını karşılama talebinin reddi işlemidir. Bu nedenle dava açmadan önce SGK’ya ilaç masrafının karşılanması talebiyle başvurulması şarttır.
Başvuru üzerine, SGK tarafından yapılan inceleme sonrası ilacın SGK geri ödeme listesinde bulunmaması, kanser hastalığı türünün Sağlık Uygulama Tebliği’nde (SUT) açıklanan teşhislerden biri olmaması gibi nedenlerle SGK, genellikle ilaç bedelinin karşılanması için yapılan başvuruya ret cevabı vermektedir. SGK’ya karşı ilaç bedelinin karşılanması için açılan dava, ancak bu ret kararından sonra açılabilmektedir. Aksi halde dava, dava şartı yokluğundan reddedilecektir.
İmmünoterapi ve akıllı ilaç tedavisinde kullanılan bazı ilaçların bedelleri SGK tarafından karşılanmamaktadır. Bu ilaçlara örnek verilecek olursa;
Pembrolizumab etken maddeli Keytruda
Nivolumab etken maddeli Opdivo
Bevacizumab etken maddeli Altuzan
Ramucirumab etken maddeli Cyramza
Durvalumab etken maddeli imfinzi
Olaparib etken maddeli Lynparza
Pertuzumab etken maddeli Perjeta
Palbosiklib etken maddeli Reampla
Osimertinib etken maddeli Tagrisso
Ribosiklib etken maddeli Valamor
Avelumab etken maddeli Bavencio
İnotuzumab etken maddeli Besponsa
Entrectinib etken maddeli Rozlytrek
Abemasiklib etken maddeli Verzenios
Tecentriq
Herceptin
Mabthera
Lumakras
Trodelvy
Zejula
Enhertu
vb. ilaçlardır. Bu ilaçların bedellerinin geri ödemesi SGK tarafından genellikle yapılmamakta olup bazı ilaçların sınırlı sayıdaki kanser türleri için geri ödemesi yapılmaktadır.
Kanser tedavisinde kullanılacak olan akıllı ilaçların hızlı bir şekilde temin edilmesi gerekmektedir. Bu nedenle dava açılırken mutlaka ihtiyati tedbir talebinde bulunulması ve davanın bu şekilde açılması gerekir. Nitekim yukarıda da belirttiğimiz üzere; açılacak olan davanın sonucunun beklenmesi halinde kanser hastanın hayatını kaybetme ihtimali mevcuttur. Bu nedenle ihtiyati tedbir ile ilaçların SGK tarafından temin edilerek bedelinin de doğrudan SGK’ya faturalandırılmasının talep edilmesi gerekmektedir. Bu şekilde açılmış olan davada nihai karar (hüküm) verilinceye kadar telafisi imkansız hayati zararlara sebebiyet verebilecek bir durumun da önüne geçilmesi amaçlanır.
Belirtmek gerekir ki; ihtiyati tedbir kararı, Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 389 gereğince; “mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında verilebilmektedir.”
Açılmış olan davada ihtiyati tedbir kararı verilmemesi halinde talepte bulunan kanser hastası bakımından hayatının tehlikeye gireceğinden telafisi mümkün olmayan zararların ortaya çıkma ihtimali çok yüksektir. Bu sebeple telafisi güç veya imkansız olayların önüne geçilmesi bakımından ihtiyati tedbir kararının verilmesi oldukça önem taşımaktadır.
SGK tarafından karşılanmayan kanser ilaçlarının bedellerinin karşılanması için açılacak olan davada öncelikle “ilaçların kesintisiz olarak dava süresince SGK tarafından karşılanması” talepli ihtiyati tedbir talebinde bulunulması gerekmektedir. Bu talebin dava dilekçesinde davada nihai karar verilinceye kadar ve yeniden değerlendirilme yapılıp bu konuda ara karar oluşturuluncaya kadar kesintisiz olarak dava süresince SGK tarafından karşılanması şeklinde belirtilmesi gerekir.
Daha sonrasında ise nihai karar verilinceye kadar veya yeniden değerlendirme yapılmak üzere ara karar oluşturuluncaya veya mahkeme kararında belirtilen süre boyunca ilaç bedelleri SGK tarafından karşılanır.
Mahkeme tarafından ihtiyati tedbire karar verildiğinde, mahkemeden alınan ara kararın uygulanması için gerekli olan müzekkereyi ilgili kurum veya kuruluşa yazmakta veya yazı işleri müdürü görevlendirilmektedir.
Müzekkerenin yazılmaması halinde ise HMK m.393 gereğince tedbir isteyen tarafça, tefhim veya tebliğden itibaren bir hafta içinde kararın yerine getirilmesinin talep edilmesi gerekmektedir. Aksi halde, kanuni süre içinde dava açılmış olsa dahi, tedbir kararı kendiliğinden kalkmaktadır. Kararın yerine getirilmesini isteyen tarafın kararı veren mahkemenin yargı çevresinde bulunan veya tedbir konusu mal ya da hakkın bulunduğu yer icra dairesinden talep edebilmektedir.
Hastanın tedavisinde kullanılması hekim tarafından öngörülen ve SGK tarafından karşılanmayan kanser ilaçlarının bedellerinin karşılanması için açılan dava öncesinde, hastanın kendi imkanları ile ilaç almış olması halinde, hasta tarafından ödenen bu ilaç bedellerinin de SGK’dan istenmesi mümkündür. Bu nedenle SGK’ya karşı dava açılmadan önce hastanın kendi imkanları ile yapılan ilaç harcamalarının belgelenmesi önem taşımaktadır. Sosyal Güvenlik Kurumuna başvuran ve başvuruları reddedilen kanser hastaları, muadili olarak kullanacakları bir ilaç olmadığından ilaç bedellerinin SGK tarafından karşılanabilmesi için dava açmak zorundadırlar. Fakat bu noktada da açıkladığımız gibi dava açmadan önce, hem ödenmiş hem de ödenecek ilaç bedellerinin karşılanması için SGK’ya başvuru yapılması gerekmektedir. Sosyal Güvenlik Kurumuna yapılan başvurunun reddedilmesi durumunda açılacak davada hastane raporu ve reçetenin mahkemeye sunulmasında fayda olup SGK’da gelen ret yazısının da eklenmesi gereklidir.
Bunun yanında mahkemeden dava öncesinde hasta tarafından ödenmiş ilaç bedellerinin iadesi konusunda da ihtiyati tedbir talebinde bulunulabilmektedir. Talep halinde mahkeme tarafından, ödenmiş olan ilaç bedellerinin iadesi ve dava süresince ödenecek ilaç bedellerinin tedbiren SGK tarafından karşılanması kararı verilir. Bu sayede hasta, yargılama sonucunu beklemeksizin, dava öncesinde ödemiş olduğu ilaç bedellerini SGK’dan alabilmektedir.
Dava sürerken taraflardan birisini ölmesi halinde: “Taraflardan birinin ölümü hâlinde, mirasçılar mirası kabul veya reddetmemişse, bu hususta kanunla belirlenen süreler geçinceye kadar dava ertelenir. Bununla beraber hâkim, gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde, talep üzerine davayı takip için kayyım atanmasına karar verebilir.”
Buna göre; mirası reddetmemiş olan mirasçılar davaya devam edebilir. İleriye dönük ilaç masrafının karşılanması talebi konusuz kalacaktır. Ödenmiş olan ilaç ve dava masrafları yönünden davanın açıldığı tarihteki haklılık durumuna göre karar verilir. Bu yönden davanın kabulü halinde mirasçılar ödenmiş olan ilaç ve dava masrafından sorumlu tutulamayacaktır.
SGK tarafından karşılanmayan kanser ilaçları için SGK’ya karşı açılacak davalarda görevli mahkemeler İş Mahkemeleridir.
Fakat dikkat edilmesi gereken bir diğer husus: Davacı 01/10/2008 tarihinden önce emekli sandığına tabi olarak çalışmaya başlamış ise görevli mahkeme İdare Mahkemeleri olacaktır.
SGK tarafından karşılanmayan kanser ilaçları için SGK’ya karşı açılacak davalarda yetkili mahkeme ise, dava açmadan önce SGK’ya yapılan başvuruyu reddeden ilgili şubenin bulunduğu yer İş Mahkemeleridir.
Yukarıda değindiğimiz tüm süreci yani kanser ilacı bedelinin geri alınabilmesi için açılacak davayı avukat yardımıyla takip etmek hak kaybı yaşamamanız açısından çok büyük öneme sahiptir.