MİRASIN (TEREKENİN) TESPİTİ DAVASI

 

  1. 1. Tereke Nedir?

Mirasçılar, murisin (mirasbırakanın) ölümüyle birlikte miras kalan mallar üzerinde hak sahibi olmaktadırlar. Murisin ölümü neticesinde devir ve intikal edilebilir özellikteki (taşınır ve taşınmaz mallar, banka hesapları ve miras bırakanın borçları) miras kalan mallar hukuki olarak bir bütün haline gelmektedir. Murisin vefatı halinde mirasçılara intikal edecek olan aktif ve pasif tüm malvarlığına hukuki bir terim olan “tereke” denilmektedir.

Terekeye Girecek Malvarlıkları: Taşınır ve taşınmaz mülkiyetine konu olan mallar, alacaklar, sınırlı ayni haklar, fikri ve sınai haklar vb. gibi hak ve alacaklardır.

İşte söz konusu bu mallara "tereke" denilmektedir.

 

Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 2016/3699 E., 2018/8222 K.

"Mahkemece; resmi kurumlardan mirasbırakanın taşınır ve taşınmaz malvarlığına ilişkin bilgi istenmek, tereke mallarını zilyetliğinde bulunduran veya mirasbırakana borcu olan mirasçıların mirasbırakanın mali durumu ile ilgili bilgi vermekle yükümlü oldukları hatırlatılarak bu hususta mirasçılardan bilgi alınmak suretiyle "Türk Medeni Kanununun Velayet, Vesayet ve Miras Hükümlerinin Uygulanmasına İlişkin Tüzüğün" 33. maddesi gereğince; ölüm anı itibarıyla terekedeki (taşınır veya taşınmaz) mal ve hakların tespit edilmesi gerekmektedir."

 

  1. 2. Terekenin Tespiti Davası Nedir ve Ne İçin Açılmaktadır?

“Terekenin Tespiti Davası”, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 589. maddesinde düzenlenmiştir:

 

Türk Medeni Kanunu Madde 589"Mirasbırakanın yerleşim yeri sulh hâkimi, istem üzerine veya re'sen tereke mallarının korunması ve hak sahiplerine geçmesini sağlamak üzere gerekli olan bütün önlemleri alır.

Bu önlemler, özellikle kanunda belirtilen hâllerde terekede bulunan mal ve hakların yazımına, terekenin mühürlenmesine, terekenin resmen yönetilmesine ve vasiyetnamelerin açılmasına ilişkindir.

Önlemlerle ilgili giderler, ileride terekeden alınmak üzere, başvuran kişi tarafından; önleme hâkimin re'sen karar verdiği hâllerde Devlet tarafından karşılanır.

Mirasbırakan, yerleşim yerinden başka bir yerde ölmüş ise, o yerin sulh hâkimi bu ölümü yerleşim yeri sulh hâkimine gecikmeksizin bildirir ve mirasbırakanın ölüm yerinde bulunan mallarının korunması için gerekli önlemleri alarak bununla ilgili dosyayı ve varsa vasiyetnameyi yerleşim yeri sulh hâkimine gönderir."

 

Murisin vefat etmesi halinde geriye kalan mirasçılar arasında bir miras paylaşımı gerçekleştirilmektedir. Bu sebeple terekenin tespit edilmesi önem taşımaktadır. Bu davanın açılmasındaki amaç murisin hayattayken edindiği aktif ve pasif malvarlığı ile 3. Kişiler üzerinde bulunan hak ve alacaklarının tespit edilerek miras kalacak malların hak sahiplerine adil bir şekilde geçişini sağlamaktır.

Burada önemle değinilmesi gereken bir husus şudur: Terekenin tespiti istemi, mirasın paylaşılması davasının açılacağı hallerde açılması gereksiz olacaktır. Nitekim mirasın paylaşılması davası açıldığında mahkemece terekenin tespiti de yapılmaktadır.

Sonuç olarak; mirasçılar, vefat eden akrabalarının tüm malvarlığı hakkında bilgi sahibi olmadığından mirasa konu olabilecek (taşınır ve taşınmaz mallar, banka hesapları, fikri ve sınai hakları, kripto para, soğuk cüzdan hesapları ve miras bırakanın borçları) malvarlıkları mahkeme aracılığıyla tespit edilecektir.

Terekenin tespiti davası açılırken çok dikkatli olunmalıdır. Nitekim dava açıldıktan sonra mahkemece tespit edilecek mallar çok büyük önem taşımaktadır. Yetkili ve görevli mahkemede açılan dava sonucunda, mirasın tespiti davasını açan kişi neyi talep etmekteyse bu talebe yönelik olarak mahkeme tarafından tespitte bulunur. Bu nedenle mirasın tespiti davası açılırken dava dilekçesinde talep edilecek taşınır ve taşınmaz mallar çok çok önem arz etmektedir. Zira söz konusu terekenin tespiti davası açılırken dava dilekçesinde yazılmamış olan bir eksiklik davayı açan kişi veya kişilerin çok büyük hak kaybına uğramasına neden olabilmektedir. Bu nedenle tavsiyemiz söz konusu mirasın tespiti davası açılırken miras hukuku ile ilgilenen bir avukatla çalışmaktır.

  1. 3. Terekeye Eklenmesi Mümkün Olmayan Hak ve Alacaklar Nelerdir?

Terekenin tespiti davası açılarak murisin hak ve alacaklarının tespiti sağlanmaktaysa da bazı hak ve alacaklar terekeye dahil edilmemektedir. Bu hak ve alacaklar aşağıdaki şekildedir.

Kişilik haklarından kaynaklanan hak ve alacaklar, aile hukukundan kaynaklanan hak ve alacaklar, kişiliğin öneminin bulunduğu sözleşmesel ilişkilerden kaynaklanan alacaklar (vekalet, hizmet, eser sözleşmeleri gibi.), intifa hakkı, oturma hakkı, kıdem tazminatı, emeklilik ikramiyesi şeklindedir.

 

  1. 4. Tereke Nasıl Tespit Edilir?

Murisin geride bırakmış olduğu terekenin aktifinden, terekenin pasifi çıkartılarak tereke tespiti sağlanmaktadır. Aşağıda belirteceğimiz pasif kalemler murisin bıraktığı malvarlığından çıkarılmadan terekenin mirasçılar tarafından paylaşılması söz konusu olamayacaktır. Söz konusu pasif kalemler şu şekildedir:

  1. Öncelikle; murisin borçları,
  2. Cenaze masrafları,
  3. Terekenin, mahkemece mühürlenmesi ve yazımı için yapılacak masraflar,
  4. Mirasbırakan ile birlikte yaşayan kişilerin 3 (üç) aylık geçim masrafları,
  5. Hali hazırda eğitimine devam eden çocuklar ile engelli olan çocuklara ödenecek tazminat.

 

  1. 5. Terekenin Tespiti Davasını Kimler Açabilmektedir?

Terekenin tespiti davasını, hukuki yararı olan kimseler açabileceği gibi, yasal mirasçılar ve tereke temsilcisi de açabilmektedir. Herhangi bir mirasçı tek başına terekenin tespiti davasını açabilir ve davanın sonucu tüm mirasçılar yönünden hukuki sonuç doğurmaktadır.

 

  1. 6. Terekenin Tespiti Davası Kime Karşı Açılmaktadır?

Terekenin tespiti davası, çekişmesiz yargı işlerindendir. Bu sebeple davalı, hasımsız olacaktır.

 

  1. 7. Terekenin Tespiti Davasında Görevli ve Yetkili Mahkeme

Terekenin tespiti davasındaki görevli mahkeme, Sulh Hukuk Mahkemeleridir. Yetkili Mahkeme ise Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 11. maddesi gereğince mirasbırakanın, son yerleşim yeri mahkemesidir.

 

Yargıtay 20. HD., E. 2019/2710 K. 2019/4096 T. 17.6.2019

"5718 sayılı MÖHUK'ün 4. maddesi gereğince "Bu Kanun hükümleri uyarınca yetkili olan hukukun vatandaşlık esasına göre tayin edildiği hâllerde, bu Kanunda aksi öngörülmedikçe; a) Vatansızlar ve mülteciler hakkında yerleşim yeri, bulunmadığı hâllerde mutad mesken, o da yok ise dava tarihinde bulunduğu ülke hukuku,....uygulanır." hükmüne yer verilmiştir. Aynı Kanunun 43. maddesine göre mirasa ilişkin davalar ölenin Türkiye'deki son yerleşim yeri mahkemesinde, son yerleşim yerinin Türkiye'de olmaması hâlinde terekeye dâhil malların bulunduğu yer mahkemesinde görülür.

Somut olayda; davacı vekili Türk vatandaşı olan ...'in terekesinden Alman uyruklu eşi ...'e geçen mirasın tespiti ve terekenin korunmasını talep ettimektedir.

5718 sayılı MÖHUK'ün 4. ve 43. maddesi gereğince mirastan doğan davalarda ölen kimsenin Türkiye'deki son yerleşim yeri mahkemesinin yetkili olduğu, 13.05.2006 tarihli gömme izin kağıdında muris ...'in Ankara...'a defnedildiği ve ikametgahınında Ankara-... olduğunun belirtildiği ayrıca davacının muris ... Ankara ...'da vefat ettiğinin beyan edildiği anlaşıldığından tereke işlemlerinin yerleşim yeri mahkemesi olan Ankara Batı 2. Sulh Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir."

 

  1. 8. Terekenin Tespiti Davasında Zamanaşımı ve Hak Düşürücü Süre Var Mıdır?

Terekenin tespiti davasında zamanaşımı da hak düşürücü süre de söz konusu değildir. Ancak 3.Kişilerin tereke tespit edilmeden öncesinde terekeye dahil olacak malvarlıklarını kaçırmaları mümkün olabileceğinden mümkün olan en kısa zamanda bu davaların açılması önem taşımaktadır.

Ayrıca terekenin tespiti davasının açılmasıyla; muris ile yapılan ölünceye kadar bakma sözleşmesi veya başka herhangi bir sözleşme yapan kişilerin hakları da tespit edilebilir. Bu şekilde olası;  “tasarrufun iptali davası”, “tenkis davası”, “tapu iptali ve tescil davası” veyahut “muris muvazaası nedeniyle tapu iptali ve tescil davası” gibi hak kaybına yol açacak davaların açılması da gündeme gelebilmektedir. Bu sebeple mirasçılar, gelecekte olması muhtemel hak kayıplarının önüne geçebilmek için gecikmeksizin terekeyi tespit ettirerek olumsuz etkilerden kendilerini korumaları için de bu davanın hızlı bir şekilde açılması kaçınılmaz bir hal almaktadır. Bu nedenle tavsiyemiz söz konusu mirasın tespiti davası açılırken miras hukuku ile ilgilenen bir avukatla çalışmaktır.

 

Sakarya BAM, 1. HD., E. 2020/698 K. 2020/718 T. 24.9.2020

"4721 s. TMK' nun 589 . ve devamı maddelerine dayalı "koruma önlemi" olarak ölüm tarihi itibariyle terekenin korunması amacıyla tespiti istemi4721 s. TMK' nun 619. maddesinde düzenlenen mirası kabul veya redde esas olmak üzere "resmi defter tutma" değil, 4721 s. TMK' nun 589. ve devamı maddelerinde yer olan "koruma önlemi" olarak ölüm tarihi itibariyle terekeyi oluşturan unsurları belirlemek, böylece olası ihtilaflarda başvuru kaynağı oluşturmak, bu sayede terekenin içeriği ile ilgili ölüm anındaki durumu öğrenme imkanını elde etmeye yönelik olarak terekede bulunan mal ve hakların tespitine ilişkindir.

Koruma önlemi olarak terekenin tespiti işlemi, kural olarak bir süreye bağlı olmayıp, bu önlemin alınması olanaksız veya yararsız hale gelmedikçe veya tereke paylaşılmadığı sürece istenebilir. Çünkü, koruma önlemi olarak terekenin tespiti işleminin maddi hukuk bakımından haklara ve borçlara bir etkisi bulunmamaktadır. Bu işlem, tespiti yapılan malvarlığı unsurlarının terekeye ait olduğu, tespit edilmeyenlerin de terekeye ait olmadığına delil teşkil etmez.

Mirasçıların, tespit olunanlara "onay" vermeleri veya benimsemeleri, onları tespiti yapılmamış olan borçlara ilişkin sorumluluktan kurtarmayacağı gibi, tespit edilmemiş olan tereke alacakları için de talepte bulunamayacakları anlamına gelmez.

Mirasçılar, terekenin tespitine rağmen, birbirlerine yahut 3. kişilere karşı tespit edilmiş veya edilmemiş (deftere yazılmış veya yazılmamış) olanları ihtilaf konusu yapabilirler. "Koruma önlemi" olarak tutulan defter (terekenin yazımı), sonradan gündeme gelebilecek mirasın bölüştürülmesine yahut başka bir özel hukuk ilişkisine de esas olmaz. Bu bakımdan 4721 s. TMK' nun 590/3. maddesindeki bir aylık süre, mirasçılar veya diğer ilgililer bakımından "hak düşürücü" bir süre olmayıp, aynı maddenin son fıkrasında yer alan "defter tutma işlemi gecikmeksizin tamamlanır" hükmü de dikkate alındığında, hakime yönelik bir ay içinde kendisine yapılacak başvuruları kabul etme zorunluğunu getiren bir düzenlemedir. 4721 s. TMK' nun590/3. maddesindeki bir aylık süre aşılmış olsa dahi, koruma önlemi olarak terekenin tespiti ve yazımı işlemi, olanaksız veya yararsız hale gelmedikçe, terekenin paylaştırılmasına kadar talep edilebilir."

 

  1. 9. Terekenin Tespiti Yapılırken Terekenin Hangi Tarihteki Değeri Esas Alınmaktadır?

Türk Medeni Kanunu’nun 575. Maddesi: Miras, miras bırakanın ölümüyle açılır. Miras bırakanın sağlığında yapmış olduğu mirasla ilgili kazandırmalar ve paylaştırmalar, terekenin ölüm anındaki durumuna göre değerlendirilir.” şeklindedir. Bu sebeple terekedeki malvarlığı ve hakların miras bırakanın ölüm tarihindeki piyasa değerleri dikkate alınacaktır.

 

  1. 10. Terekenin Tespiti Davasında İhtiyati Tedbir Kararı Verilir mi?

Terekenin tespiti davasında, somut olayın özelliğine göre hakim tarafından re’sen ihtiyati tedbir kararı verilebileceği gibi dava sürecinde ortaya çıkması muhtemel hukuki durumlar sonucunda mirasçıların zarar görme ihtimali mevcutsa ve bu durumlara ilişkin yeterli somut olgular bulunuyorsa mirasçılar tarafından ihtiyati tedbir kararı talep edebilir. Söz konusu dava neticesinde zarar görmemek için tavsiyemiz mirasın tespiti davası açılırken miras hukuku ile ilgilenen bir avukatla çalışmaktır.

 

  1. 11. Sonuç Olarak

Terekenin tespiti davasıyla; mirasbırakan tarafından bırakılan malvarlıklarının eksiksiz ve doğru bir şekilde tespit edilmesi sağlanmaktadır.

  • Mirasçılar belirlenir.
  • Eğer mevcutsa vasiyetname değerlendirilir.
  • Tereke belirlenir.
  • Borçlar (Pasifler) Alacaklardan (Aktiflerden) Çıkarılır.
  • Miras Adaletli bir şekilde dağıtılır.

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi, 2021/715 E., 2021/2143 K.

"Tereke tespiti davaları delil tespiti niteliğinde olup, istihkak davası niteliğinde değildir.

Bu nedenle mahkemece yapılması gereken iş terekeye ait olduğu bildirilen mal varlığı unsurlarını tespit edip deftere geçirmek, bunlardan muhafazası mümkün olmayanlar varsa satıp paraya çevrilmesini sağlamak ve menkuller için de para, döviz vb. varsa bunları tereke malvarlığı olarak bankaya yatırmak; altın vb. ziynet eşyaları varsa bunları tereke mahkemesi kasasına alıp kaydetmek; diğer eşyaları ise ilgilisine veya üçüncü bir kişiye yediemin sıfatıyla teslim etmek ve böylece tespit edilen eşyaları kararda göstermekten ibarettir."

 

Mirasın eksiksiz ve doğru bir şekilde belirlenmesi çok önemlidir. Bu nedenle mahkeme sürecinde nereye, nasıl, hangi konularda taleplerde bulunulacağı kritiktir. Sürecin avukat aracılığıyla yönetilmesi terekenin en doğru ve eksiksiz haliyle tespit edilmesi bakımından elzemdir. Bu nedenle tavsiyemiz söz konusu mirasın tespiti davası açılırken miras hukuku ile ilgilenen bir avukatla çalışmaktır.