Tevdi Mahalli Tayini, Türk Borçlar Kanunu’nun 107. Maddesinde “Alacaklının temerrüde düşmesi durumunda borçlu, hasar ve giderleri alacaklıya ait olmak üzere, teslim edeceği şeyi tevdi ederek borcundan kurtulabilir.” hükmü ile düzenlenmiştir.
Tevdi Mahalli Tayini (Ödeme Yeri Belirlenmesi) Türk Borçlar Kanunu’nun 107. Maddesinde “Alacaklının temerrüde düşmesi durumunda borçlu, hasar ve giderleri alacaklıya ait olmak üzere, teslim edeceği şeyi tevdi ederek borcundan kurtulabilir.” hükmü ile düzenlenmiştir. Tevdi Mahalli Tayini (Ödeme Yeri Belirlenmesi) hukuki temelini söz konusu kanun maddesinden almaktadır.
Türk Borçlar Kanunu’nun 107. Maddesinde yer alan Tevdi Mahalli Tayini (Ödeme Yeri Belirlenmesi) davası Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 382. Maddesinde sayılan çekişmesiz yargı işlerindendir.
Türk Borçlar Kanunu’nun 107. Maddesinde yer alan düzenlemeye göre, konusu maddi bir edim olan şeyin teslimine ilişkin edimlerde alacaklının temerrüdü halinde borçlu, bu şeyi tevdi ederek borcundan kurtulabilmektedir. Fakat yapma ve yapmama borçlarında tevdi mahalli tayini yoluna gidilememektedir. Tevdi edilecek şeyin taşınır nitelikte ve maddi olarak bir miktar ve niteliği itibariyle borçlanılan edime uygun olması gerekmektedir. Tevdiinin doğru yapılması halinde borçlu edimi alacaklıya ifa etmemekle birlikte sanki edimi alacaklıya ifa etmiş gibi borcundan borcun ferilerinden yan edimleriyle birlikte kurtulmaktadır. Fakat Türk Borçlar Kanunu’nun 109. Maddesinden hareketle alacaklı henüz kabul beyanında bulunmaz veya edimi teslim almadığı sürece borçlu tevdii ettiği edimi her zaman geri alabilmektedir. Bu durumda ise borç tüm ferileriyle birlikte yeniden doğmaktadır.
Yine Türk Borçlar Kanunu’nun 107. Maddesinin 2. Fıkrasına göre “Tevdi yerini, ifa yerindeki hakim belirler. Bununla birlikte ticari mallar, hakim kararı olmadan da bir ardiyeye tevdi edilebilir.” Söz konusu hükme göre tevdiye karar verecek mahkeme ifa yerindeki Sulh Hukuk Mahkemesidir.
Tevdi mahalli tayini 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 382. maddesinde sayılan çekişmesiz yargı işleri kapsamındadır. Çekişmesiz yargı işlerinde görevli mahkeme Sulh Hukuk Mahkemesidir.
Bu nedenle tevdi mahalli tayini davasında görevli mahkemeler Sulh Hukuk Mahkemeleridir.
Tevdi mahalli tayini davasında yetkili mahkeme; eğer dava kira bedelinin ödenmemesi halinde açılacak ise tevdi tayini davası açılacak ise yetkili mahkeme taşınmazın bağlı bulunduğu yer mahkemesidir.
Ülkemizde yaşanan yüksek enflasyon nedeniyle ev sahipleri, eski kiracılarını tahliye edebilmeye gerekçe bulabilmek adına kira ödemelerini almaktan imtina ederek gerekirse kiracının ev sahibine ödeme yaptığı banka hesaplarını dahi kapatmaktadırlar. Bu hallerde yani kiracının ev sahibine olan kira borcunun ödeyememesi durumunda alacaklının temerrüdü ortaya çıkmaktadır.
Bu türden bir durumda borçlu yahut kiracı tarafından alacaklı aleyhine tevdi mahalli tayini (ödeme yeri belirlenmesi) davası açılabilmektedir. Bu halde ev sahibinin bu yollara başvurması halinde mutlaka bir avukata danışarak ödemeyi tevdi mahalli tayini neticesinde yapmanızda fayda bulunmaktadır. Ancak tevdi mahalli tayini davası açarken dikkat edilmesi gereken birkaç usuli süreç bulunmaktadır.
Bu nedenle tevdi mahalli tayini davasını açarken kira hukuku avukatı ya da ticaret hukuku avukatı ile birlikte sürecin takip edilmesinde fayda bulunmaktadır.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2022/1083E., 2022/914 K.
“Talep; tevdi mahalli tayini istemine ilişkindir. TBK 106. Maddesinde ''Yapma veya verme edimi gereği gibi kendisine önerilen alacaklı, haklı bir sebep olmaksızın onu kabulden veya borçlunun borcunu ifa edebilmesi için kendisi tarafından yapılması gereken hazırlık fiillerini yapmaktan kaçınırsa, temerrüde düşmüş olur.'' ve TBK'nın 107. Maddesinde ''Alacaklının temerrüde düşmesi durumunda borçlu, hasar ve giderleri alacaklıya ait olmak üzere, teslim edeceği şeyi tevdi ederek borcundan kurtulabilir. Tevdi yerini, ifa yerindeki hâkim belirler. Bununla birlikte ticari mallar, hâkim kararı olmadan da bir ardiyeye tevdi edilebilir.'' hükmü düzenlenmiştir.
Tevdii mahalli tayini talep eden vekili, müvekkiline kargo aracılığıyla alıcısı olmadığı halde gönderilen ürünlerin muhafazası için talep edenin deposunun tevdii mahalli tayini ile ücret takdir edilmesi talebinde bulunmuştur. Taraflar arasında bir borç ilişkisi bulunmadığı, bu durumda TBK'nın 106 ve 107. Madde hükümleri kapsamında alacaklı temerrüdünün gerçekleştiğinin ileri sürülmediği ,talep eden tarafından ticari ilişkinin olmadığı malların gönderildiği şirketin unvanının farklı olduğunun bildirilmesine göre tevdi mahalli tayini koşullarının oluşmadığı sonucuna varılmaktadır. Zira tevdii mahalli tayini kararı temerrüt hükümlerinin uygulanmasını engellemektedir.
Açıklanan nedenlerle ;tevdi mahalli tayini şartlarının oluştuğunun ispat edilemediği anlaşılmakla ilk derece mahkemesince istemin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. İstinaf nedeni yerinde olmayan tevdi mahalli tayini talep eden vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.”
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2018/15665 E., 2019/4523 K.
“Kiralananın tahliye edildiğinin (kiracının kiralananı iade borcunu yerine getirdiğinin) kabul edilebilmesi için, kiralananın fiilen boşaltılması yeterli değildir; anahtarın da kiralayana teslim edilmesi gerekir.
Kiralayanın anahtarı teslim almaktan kaçınması veya başka bir sebeple anahtarın teslim edilememesi durumunda mahkemeden tevdi mahalli kararı alınması ve anahtarın mahkemece belirlenen yere veya notere teslim edilmesi gerekir. Anahtarın teslimine ilişkin tutanağın kiralayana tebliğ edildiği tarih anahtar teslim tarihi sayılır. Kiracının kiralananı iade borcu, ancak bu şekilde, durumun kiralayana bildirildiği tarihte son bulur. Aksi takdirde, kiracının, kira parasını ödemek de dahil olmak üzere, sözleşmeden kaynaklanan yükümlülükleri devam eder.
Olayımızda yukarıda anlatıldığı şekilde, davalı kiracı tarafından mahkemesinden kiralanan taşınmaza ait anahtarların teslimi ile tevdi mahalli tayini talep edilmiş, Ankara 5. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2011/468 D.İş sayılı dosyasında 20.09.2011 tarihli karar ile tevdi mahalli tayin talebi kabul edilmiştir. Bunun üzerine 05.10.2011 tarihinde tutulan tutanak ile, kiralanana ait bir adet anahtarın kiraya veren ... vekili Av. ...’a teslim edildiği tespit edilmiştir. Bu durumda kiralananın 05.10.2011 tarihine kadar davalının kullanımında olduğunun ve kiracılık ilişkisinin bu tarihe kadar devam ettiğinin kabulü gerekir.
Dolayısıyla davalı kiracı bu tarihe kadar olan kira ödemelerinden sorumlu olup, davacı alacaklı takibe konu 2011 yılı Eylül ayı kira alacağını isteyebilecektir. Bu durumda mahkemece anahtar teslim tarihi olan 05.10.2011 tarihine kadar olan kira alacağının davalı kiracıdan tahsiline karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru değildir.”
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2016/4457 E., 2016/3204 K.
“Türk Borçlar Kanunu'nun 315.maddesi hükmü uyarınca temerrüt nedeniyle tahliyeye karar verilebilmesi için istenen kira parasının veya yan giderin muaccel (istenebilir) olması ve kira bedeli ile yan giderin verilen sürede ödenmemiş bulunması, ihtarnamede verilen süre içerisinde kira parasının ödenmemesi halinde akdin feshedileceğinin açıkça belirtilmesi gerekir. Kiracıya verilecek süre konut ve çatılı işyeri kiralarında en az otuz gün, ürün kiralarında en az altmış gün, diğer kira ilişkilerinde ise en az on gündür.
Kira parası götürülüp ödenmesi gereken borçlardan olduğundan kiralayana götürülüp elden ödenmesi veya gideri kiracıya ait olmak koşuluyla konutta ödemeli olarak PTT kanalıyla gönderilmesi gerekir.
Bundan ayrı, sözleşmede özel bir koşul kabul edilmişse bu hususta göz önünde tutulmalıdır. Açıklanan şekilde yapılmayan ödemeler yasal ödeme olarak kabul edilemez. Ancak teamül haline gelmiş bir ödeme şekli varsa bu şekilde yapılan ödeme de geçerlidir. Posta Kanunu'nun 63. maddesi uyarınca adreste bulunmama veya bulunup da havalenin kabul edilmemesi halinde havale ancak PTT'de alıcı emrinde bir ay süreyle bekletilmektedir. Bu süre sonunda havale bedeli göndericisine iade edilir. Alacaklı bir aylık bekleme süresi geçtikten sonra borçlu kiracı hakkında icra takibi yapar ya da TBK’nın ilgili maddeleri uyarınca temerrüt ihtarnamesi gönderirse; Ödeme ihtarnamesini /emrini alan borçlu, ödeme ihtarnamesini/emrinin tebliğ tarihi itibariyle konutta teslim gösterilen havalenin alacaklı tarafından alınmadığını, en geç bu tarihte öğrendiğinin kabulü ile bekleme süresi geçmiş olan havale bedelini PTT'den geri alıp, otuz günlük ödeme süresi içerisinde ya takip dosyasına yatırmalı veya tekrar konutta teslim koşulu adresine göndermeli ya da tevdi mahalli tayin ettirip yasal ödeme süresi içerisinde tevdi mahalline yatırmalıdır.
Olayımıza gelince; 2012 yılı Ağustos ayı dışındaki davaya konu diğer tüm kira bedelleri davalı tarafından davacıya konutta ödemeli olarak PTT kanalıyla ödenmiştir. Ne var ki, 2012 yılı Ağustos ayına ilişkin kira bedelinin konutta ödemeli olarak davacı adına 02/08/2012 tarihinde gönderildiği ancak alıcısı tarafından bekleme müddeti içerisinde alınmadığından göndericisi davalı ...'e ödenmek üzere PTT merkezine iade edildiği anlaşılmaktadır. Temerrüt ihtarnamesini 10/06/2014 tarihinde tebliğ alan davalı , konutta teslim gönderilen ilgili havalenin davacı tarafından alınmadığını bu tarihte öğrendiğinin kabulü ile bekleme süresi geçmiş olan havale bedelini PTT'den geri alıp, otuz günlük ödeme süresi içinde davacıya ödemek zorundadır. Bu yolu seçmeyen davalının temerrüdü gerçekleştiğinden tahliyesine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi doğru değildir. Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.”
AŞAĞIDA SUNULAN TEVDİ MAHALLİ TAYİNİ DAVA DİLEKÇESİ YALNIZCA ŞABLON OLARAK ÖRNEKTİR HUKUKİ SONUÇLARINDAN HUKUK BÜROMUZ SORUMLU DEĞİLDİR!
DAVA AÇMADAN ÖNCE HAK KAYBINE UĞRAMAMANIZ İÇİN MUTLAKA BİR AVUKATA DANIŞMANIZI TAVSİYE EDERİZ.
… SULH HUKUK MAHKEMESİNE
DAVACI :
VEKİLİ : Av. Hikmet ŞENGÜL
DAVALI :
KONU : Tevdi mahalli (ödeme yeri) tayini davasıdır.
AÇIKLAMALAR :
1. Davacı müvekkil… xxxxx
2. Davacı müvekkil, … xxxx Ancak davalı taraf, … xxxx banka hesabını kapatarak kira parasını almaktan kaçınmaktadır… xxxx
3. Bu nedenle … xxxx
4. Yukarıda detaylıca bahsettiğimiz üzere Türk Borçlar Kanunu’nun 107. Maddesine göre “Alacaklının temerrüde düşmesi durumunda borçlu, hasar ve giderleri alacaklıya ait olmak üzere, teslim edeceği şeyi tevdi ederek borcundan kurtulabilir.” xxxx
5. Açıklanan nedenlerle tevdi mahalli tayini istemli bu davanın açılması zorunlu hale gelmiştir.
HUKUKİ DELİLLER :
1- … Başlangıç Tarihli Kira Sözleşmesi
2- PTT Havalesi
3- Hukuka uygun her türlü delil.
HUKUKİ NEDENLER : Türk Borçlar Kanunu, Hukuk Muhakemeleri Kanunu ve ilgili yasal mevzuat.
SONUÇ ve İSTEM : Yukarıda açıklanan ve sayın mahkemenizce re’sen görülecek nedenlerle;
1.Davanın kabulü ile tevdi mahalli tayinine,
2.Vekalet ücreti ile yargılama harç ve giderlerinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına,
Karar verilmesini saygılarımızla vekaleten talep ederiz. …/…/2024
DAVACI VEKİLİ
Av. Hikmet ŞENGÜL
İstanbul, Hikmet Şengül Hukuk Bürosu