VASİYETNAMENİN TENFİZİ DAVASI

 

1. Vasiyetnamenin Tenfizi Davasının Hukuki Temeli

 

Uygulamada vasiyetnamenin tenfizi davası ve vasiyetnamenin yerine getirilmesi davası terimleri sıkça kullanılmaktadır. Aslında burada vasiyetnamenin değil, vasiyet borcunun yerine getirilmesi bahse konu olduğu için buna vasiyetin tenfizi veya vasiyetin yerine getirilmesi denmesi daha isabetli olur. Nitekim, doktrinde vasiyetin yerine getirilmesi davası, vasiyetin ifası davası ve vasiyet borcunun tenfizi (yerine getirilmesi) davası gibi terimler kullanılmaktadır.

Vasiyetnamenin tenfizi davasının konusu vasiyete konu malvarlığı değeridir. Vasiyete konu malvarlığı değeri terekeye dâhil olmalıdır.

Yargıtay vasiyetnamenin tenfizi davasını daha ziyade bir tespit davası olarak kabul etmektedir.

 

1.1. 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu Madde 514

"Miras bırakan, tasarruf özgürlüğünün sınırları içinde, malvarlığının bir kısmında vasiyetname ya da miras sözleşmesiyle tasar- tamamında veya rufta bulunabilir.

Miras bırakanın üzerinde tasarruf etmediği kısım yasal mirasçılarına kalır."

 

1.2. 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu Madde 531

"Vasiyet, resmî şekilde veya miras bırakanın el yazısı ile ya da sözlü olarak yapılabilir."

 

1.3. 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu Madde 542

"Miras bırakan, vasiyetname için kanunda öngörülen şekillerden birine uymak suretiyle yeni bir vasiyetname yaparak önceki vasiyetnameden her zaman dönebilir.

Vasiyetnamenin tamamından veya bir kısmından dönülebilir."

 

1.4. 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu Madde 543

"Miras bırakan, yok etmek suretiyle de vasiyetnameden dönebilir.Kaza sonucunda veya üçüncü kişinin kusuruyla yok olan ve içeriğinin aynen ve tamamen belirlenmesine olanak bulunmayan vasiyetname hükümsüz kalır. Tazminat isteme hakkı saklıdır."

 

1.5. 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu Madde 544

"Miras bırakan, önceki vasiyetnamesini ortadan kaldırmaksızın yeni bir vasiyetname yaparsa, kuşkuya yer bırakmayacak surette önceki vasiyetnameyi tamamlamadıkça, sonraki vasiyetname onun yerini alır.

Belirli mal bırakma vasiyeti de, vasiyetnamede aksi belirtilmedikçe, miras bırakanın sonradan o mal üzerinde bu vasiyetle bağdaşmayan başka bir tasarrufta bulunmasıyla ortadan kalkar."

 

1.6. 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu Madde 599

"Mirasçılar, miras bırakanın ölümü ile mirası bir bütün olarak, kanun gereğince kazanırlar.

Kanunda öngörülen ayrık durumlar saklı kalmak üzere mirasçılar, miras bırakanın ayni haklarını, alacaklarını, diğer malvarlığı haklarını, taşınır ve taşınmazlar üzerindeki zilyetliklerini doğrudan doğruya kazanırlar ve miras bırakanın borçlarından kişisel olarak sorumlu olurlar.

Atanmış mirasçılar da mirası, miras bırakanın ölümü ile kazanırlar. Ya- sal mirasçılar, atanmış mirasçılara düşen mirası onlara zilyetlik hükümleri uyarınca teslim etmekle yükümlüdürler."

 

1.7. 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu Madde 600

"Vasiyet alacaklısı, vasiyeti yerine getirme görevlisi varsa ona; yoksa yasal veya atanmış mirasçılara karşı kişisel bir istem hakkına sahip olur.

Bu alacak, tasarruftan aksi anlaşılmıyorsa vasiyet yükümlüsünün mirası kabul etmesi veya ret hakkının düşmesiyle muaccel olur.

Vasiyet alacaklısı, yükümlülüğünü yerine getirmeyen vasiyet yükümlüsüne karşı, vasiyet edilen malın teslimini veya hakkın devrini; vasiyet konusu bir davranış ise, bunun yerine getirilmemesinden doğan zararın giderilmesini dava edebilir."

 

1.8. 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu Madde 602

"Vasiyet alacaklısının dava hakkı, ölüme bağlı kazandırmayı öğrenmesinin veya vasiyet borcu daha sonra muaccel olacaksa muaccel olma tarihinin üzerinden on yıl geçmekle zamanaşımına uğrar."

 

2. Vasiyetnamenin Tenfizi Davasında Görevli Mahkeme

 

Vasiyetnamenin tenfizi davalarının, çekişmesiz yargı işi olmadığından, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 2. maddesi uyarınca Asliye Hukuk Mahkemeleri'nce görülerek karara bağlanması gerektiği açıktır.

 

3. Vasiyetnamenin Tenfizi Davasında Yetkili Mahkeme

 

6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 11/1-a maddesi uyarın- vasiyetnamenin tenfizi davalarında, miras bırakın son yerleşim yeri mahkemesi kesin yetkilidir. Buradaki, yetki kuralının kesin yetki kuralı olmasının doğal sonucu, yetki itirazının taraflarca ileri sürülmemiş olsa bile mahkemece yargılamanın her aşamasında re’sen nazara alınması olduğu dikkate değerdir.

Bu nedenle, Asliye Hukuk Mahkemesince, vasiyetnamenin tenfizi davasında öncelikli olarak vasiyetçinin ölmeden önceki son yerleşim yeri belirlenmeli ve bu kapsamda yetkili olunup olunmadığı belirlenmelidir.

 

4. Vasiyetnamenin Tenfizi Davasında Davacı

 

Vasiyetnamenin tenfizi davasında, davanın niteliği gereği, vasiyetnamede kendisine mal vasiyet edilen, yani vasiyet alacaklısı davacıdır.

Vasiyetnamenin tenfizi davaları, tenfiz talebinin yanında genellikle, tapu iptali ve tescil, teslim ya da mülkiyetin tespiti taleplerini de barındırdığından bu taleplere göre de, davacı sıfatının ayrıca değerlendirilmesi gerektiği açıktır.

 

5. Vasiyetnamenin Tenfizi Davasında Davalı

 

Vasiyetnamenin tenfizi davaları, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 600/1. maddesi uyarınca, vasiyetnameyi yerine getirme görevlisi varsa bu görevli aleyhine yoksa yasal ve/veya atanmış mirasçılara husumet yöneltilmek suretiyle açılmalıdır.

Vasiyeti yerine getirme görevlisi bulunmaması halinde, tüm yasal ve atanmış mirasçıların davalı olması gerektiğinden, eksik hasımla açılan davada, eksik hasmın tamamlatılarak davaya devam olunması mümkündür. Buna karşılık, hasımsız açılan davada hasım tamamlatılması Yargıtay uygulamasında kabul gören bir hal değildir.