KAPAT
Ceza Hukuku | Hikmet Şengül Hukuk Bürosu

Israrlı takip suçunun oluşabilmesi için, ısrarlı bir şekilde fiziken takip etmek ve yine ısrarlı bir şekilde haberleşme ve iletişim araçlarını, bilişim sistemlerini veya üçüncü kişileri kullanarak temas kurmaya çalışmak suretiyle mağdurda ciddi bir huzursuzluk oluşmasına ya da kendisinin veya yakınlarından birinin güvenliğinden endişe duymasına neden olunması gerekmektedir.

Israrlı takip suçunu ve cezasının mevcut olduğu maddenin gerekçesine göre bu düzenlemenin amacı, mağdurun maddi ve manevi kişiliğine veya vücut bütünlüğüne yönelik daha ağır fiiller ortaya çıkmadan önceki aşamada ısrarlı takip fiillerinin orantılı bir yaptırıma bağlanmasıdır. Yine gerekçeye göre düzenlemenin hedefi, özellikle kadına yönelik şiddet içeren suçlar işlenmeden önce ısrarlı takip fiilleriyle etkin mücadele edilmesi ve mağdurların korunmasıdır

TCK’nın 123/A. maddesinde farklı bir özellik aranmadığından suçun faili herhangi bir kimse olabilir. Israrlı takip suçunun ortaya çıkışı, bizatihi kadına yönelik erkek şiddetinin bir ürünü olsa da bu suçun temel şekli özgü suç değildir. Nitelikli haller bakımından ise farklı bir durum söz konusudur.

Israrlı takip suçunun soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlıdır. Fakat belirtmek gerekir ki ısrarlı takip suçu uzlaşma kapsamında değildir (CMK md 253/3).

Amacı maddi gerçeği ortaya çıkarmak olan ceza yargılamasında, bazı koruyucu tedbirlere başvurulması gerekebilir. Bu tedbirler, muhakemenin yapılabilmesi açısından, şüpheli ya da sanığın hazır bulundurulması veya delillerin karartılmasını önlemeye yönelik olabileceği gibi, daha sonra verilecek hükmün yerine getirilmesini sağlamaya yönelik de olabilir. Bu amaçları gerçekleştirmek üzere, kişiler hakkında gözaltına alma, yakalama veya tutuklama, eşyalar yönünden ise elkoyma tedbirine başvurulabilir. Aşağıda Gözaltı tedbirine ve gözaltı tedbirine itiraz sürecine değineceğiz.

Genel olarak hepimizin bildiği üzere “sabıka kaydı” olarak da halk arasında bilinen adli sicil kaydı, kişi hakkında kesinleşmiş ceza ve güvenlik tedbirlerinin, mahkumiyet bilgilerinin bulunduğu Adalet Bakanlığına bağlı Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğü’nce tutulan resmi kayıttır.

Kişilerin gerek Türk Mahkemeleri gerekse de yabancı ülke mahkemeleri nezdinde almış oldukları ve Türk Hukukuna göre tanınan tüm mahkumiyet kararları adli sicil kaydına kaydedilir.

Adli sicil kayıtlarının bulunduğu adli sicil arşiv kaydı, infazı tamamlanmış ve yerine getirilmiş cezalara ait kişilerin adli sicil bilgilerinin kayıtlı tutulduğu kayıttır

Adli Sicil Arşiv kayıtlarına bakılan yerlere örnek vermek gerekirse; ehliyet alırken, silah ruhsatı alınacağı sırada, siyasi parti adaylığı, muhtar adaylığı ve kamu kurumlarına iş başvurusu sırasında veya kamu görevi niteliğinde iş gören özel sektör iş başvuruları sırasında adli sicil arşiv kaydına bakılmaktadır.

Adli sicil arşiv kaydı, kişiye özel bilgiler içerdiğinden Adli Sicil Kanunu’nun 10.maddesinde sayılan; kişinin kendisi, özel yetki ile yetkilendirilmiş vekili, soruşturma veya kovuşturma kapsamında hakim ve savcı, yetkili seçim kurulları ve gerekli görülmesi halinde kamu kurum ve kuruluşları dışında verilmez.

Ceza mahkemeleri, her il merkezi ile coğrafi bölgelerin durum ve iş yoğunlukları göz önünde bulundurularak belirli ilçelerde Hakimler ve Savcılar Kurulunun da görüşü alınarak Adalet Bakanlığınca kurulur.

Ceza Mahkemeleri; Asliye Ceza ve Ağır Ceza Mahkemeleri ile özel kanunlarla kurulan diğer ceza mahkemelerini kapsamaktadır.

Özel kanunlarla kurulan diğer ceza mahkemeleri ise; Çocuk Mahkemeleri, Çocuk Ağır Ceza Mahkemeleri, İcra Ceza Mahkemeleri, Fikri ve Sınai Haklar Ceza Mahkemeleridir.

Cinsel dokunulmazlığa karşı suçlar, Türk Ceza Kanunu'nda dört ana suç tipi şeklinde, cinsel saldırı suçu, çocukların cinsel istismarı suçu, reşit olmayanla cinsel ilişki suçu ve cinsel taciz suçu başlıkları ile düzenlenmiştir.

Ceza avukatları, hukukun önemli bir dalı olan ceza hukukuyla ilgilenen ve suç işlemekle suçlanan kişilere hukuki temsil ve savunma sağlayan profesyonellerdir. Onların rolü, adaletin sağlanması için hayati öneme sahiptir. Ceza davalarında, suçlanan kişilerin haklarını korumak ve adil bir yargılama sürecini temin etmek için çalışırlar.

Ormanı işgal ve ormandan faydalanma suçu kanun metninden de anlaşılacağı üzere bu suç ancak kasten işlenebilen bir suçtur. Bu halde; binayı veya araziyi kullanan kişilerin bu suçtan dolayı ceza sorumluluğu doğabilmesi için binanın yahut arazinin orman arazisi üzerinde hukuka aykırı olarak yapıldığının ya da arazinin hukuka aykırı olarak işgal edildiğinin bilinmesi gerekmektedir.

2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 48. Maddesi; alkol, uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin etkisi altında araç sürmek yasaklanmıştır. Bahsi geçen kanun maddesinde söz konusu yasağa aykırılık halinde idari para cezasına konu olan üç farklı fiil düzenlenmiştir.

Bedelsiz senedi kullanma suçu, Türk Ceza Kanunu’nun 156. maddesinde yer alan “Malvarlığına Karşı Suçlar” bölümünde düzenlenmiştir.

Türk Ceza Kanunu madde156: “Bedelsiz kalmış bir senedi kullanan kimseye, şikayet üzerine, altı aydan iki yıla kadar hapis ve adli para cezası verilir.”

 

ARA
WHATSAPP